Yaşamın ilk yıllarında kurduğumuz bağlar tüm hayatımızı nasıl etkiler?
Psikoloji geçmişten bugüne insan davranışlarını anlamaya çalışmıştır. Bunu yaparken anlamlandırılamayan noktalarda yeni bakış açıları geliştirmiştir. Bu yazıda yaşamın ilk yıllarında kurduğumuz ilişkilerin hayatımızı nasıl şekillendirdiğine bakmış olacağız.
İnsan doğumdan itibaren ilişki arayışına girer Çocuk anneyle ilişkili olarak doğar ve anneyle olan ilişki yaşamında diğerleriyle kuracağı ilişkinin temellerini oluşturur. Çünkü yaşamla ilk ilişkiyi annemizle kurarız. Bakım verenle kurduğumuz ilişkiler kimliğimizin belirleyicisidir. Güvende olduğumuzu, korunduğumuzu bilmek yeterince beslenilmek (emzirme süresi) gibi durumlar tutarlı bir benlik gelişimi için önemlidir. Bebeğin dünyayı iyi veya kötü olarak algılaması da bu ihtiyaçların karşılanıp karşılanmamasıyla ilgilidir. Tabii bebek dünyayı algılarken kendisiyle ilişkilendirir. Bakım vereni tarafından gelişimsel açıdan desteklenip başarı duygusunu hisseden çocuklar kendisinin iyi olduğuna yönelik bir benlik algısına sahip olurlar. Tam tersi bakım vereni tarafından yeterince ilgilenilmeyen veya sürekli azarlanan bir çocuk kendisinin yetersiz olduğu düşüncesine vararak olumsuz bir benlik algısında olabilmektedir.
Etrafınızda sürekli arkadaş ortamı değiştiren, sürekli bir duygusal ilişkiyi bitirip diğerine başlayan kişilerle karşılaştınız mı? Veya iyi ve kötü şekilde net ayrımları olan, örneğin arkadaşlarının tüm özelliğini iyi gören kavga ettiklerinde bu kişileri tamamen kötü özellikleriyle değerlendiren kişiler..
İşte bu durumların, aslında yaşamın ilk yıllarında bebeğin kendi dışında diğer şeyleri nesne olarak algılaması ve bu nesnelere olan ilişkisinden kaynaklandığını söyler. Eğer bu nesnelerle ilişkimizde ihtiyaçlarımız karşılanıyorsa kendi olma halimizi sürdürebiliyoruz. Dolayısıyla diğer insanların da kendilik halini kabul ediyoruz. Yani ilişkilerimizde olumlu ve olumsuz duyguları yaşamaya izin veriyoruz. Çünkü yaşamımızda zıtlıklar, olumsuz duygular vardır. Bu zıtlıklarla bütünleşmek hayat algımızı da kolaylaştırır.
Sürekli ilgi görme ihtiyacı, sürekli ilişkilerin başlangıcındaki heyecanı aramak da bu yaklaşıma göre bakım verenimizle kurduğumuz ilişkiyi aramak dolayısıyla kendi benliğimizi ayrıştıramamaktan kaynaklanır der.
Peki tüm bu bilgilerle ne yapalım?
İlişkilerinizde zorluk yaşıyorsanız, sürekli aynı döngülerde tıkanıp kaldıysanız, kendinizin veya diğerlerinin olduğu halini kabul etmekte zorlanıyorsanız bunu anlamlandırmak bile oldukça yarar sağlamaktadır. Ama terapi süreci bu yaklaşımla çalışan terapistler için “Hadi anlat yaşamın ilk yılı nasıldı?”dan çok daha fazlasıdır.
Kurduğumuz ilişkiler yaşamımızı şekillendirir. Böylece sağlıklı büyüme, olumlu benlik algısı oluştururuz. Bu da insanlarla sağlıklı sınırlar oluşturmamızı sağlar.