Vezirköprü neden İl olmayı istemiyor?
Zamanın Vezirköprü Kaymakamı Adem Arslan bizi yanına çağırarak “Siz Vezirköprü’nün potansiyelinin farkında değilsiniz. Vezirköprü İl olabilecek potansiyele ve gerekliliklere sahip bir ilçe. Neden siz İl olmayı istemiyorsunuz?”
diye sormuştu?
Vezirköprü İl olmayı istemiyor mu?
Vatandaş Gazetesi olarak yıllarca Vezirköprü’nün Samsun’a bağlı olmasından kaynaklı birçok haksızlığa maruz kaldığını yazdık.
Bu haksızlıkları ortadan kaldırmayan Samsun’a bağlı olmamızın Vezirköprü için asla iyi sonuçları olmayacağını gördüğümüzde Vezirköprü’nün Samsun’dan ayrılması için çalışma yapılması gerektiğini defalarca dile getirdik.
Aradan bunca zaman geçtikten sonra görebiliyoruz ki, Vezirköprü’nün Samsun’a bağlanması bu ilçeye yapılan en büyük kötülük ve haksızlık olmuş.
Hem ekonomik hem de gelişmişlik endekslerine bakıldığında Vezirköprü’nün geri kalmasının sebeplerinin kökeninde Samsun’a bağlı olduğu ortadadır.
Yıllarca bunu iddia ettik, bugün de ediyoruz.
Çünkü Samsun; öncelikle Bafra ve Çarşamba ardından da Kavak siyasetinin esiri olmuş, bürokrasinin her zaman büyük payı bu ilçelere vermesini sağlayan bir yapıya gelmiştir.
Vezirköprü Samsun’dan ayrılmayı da özellikle bir dönem oldukça güçlü şekilde talep etmişti. Hatırlayanlar vardır.
O dönemlerden hemen sonrasında da Veirköprü’nün Samsun’dan ayrılmasını Merzifon’un İl yapılmasını ve Vezirköprü’nün İl olan Merzifon’a bağlanmasını talep ediyorduk.
O sırada Vezirköprü Kaymakamı Adem Arslan bizi yanına çağırarak “Siz Vezirköprü’nün potansiyelinin farkında değilsiniz. Vezirköprü İl olabilecek potansiyele ve gerekliliklere sahip bir ilçe. Neden siz İl olmayı istemiyorsunuz?” diye sormuştu?
Doğrusu ya, Vezirköprü’nün İl olabileceği hiçbirimizin aklına gelmiyordu. Yıllarca Samsun’un altında ezilmiş bir ilçenin kafasını bu kadar yukarı kaldırabilmesi hayali bile yoktu.
Vezirköprü’yü uyaran o zamanın mülki amiri olmuştu.
O günden sonra, Vezirköprü neden İl olmasın diye düşünmeye başladık.
Hatırlarsanız geçtiğimiz seçimlerden hemen önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Türkiye’deki İl sayısının 100’e çıkarılması için çalışılması gerektiğini söylemişti.
O zaman Kaymakam Adem Arslan’ın sözleri aklımıza gelmiş ve ‘Vezirköprü neden olmasın?’ diye sormuştuk.
Aradan geçen zaman içerisinde Vezirköprü’nün il olup olmayacağı konusunda herhangi bir gelişme olmadı.
Ne ilçenin idarecileri arasında böyle bir çalışma yapıldığını duyduk, ne de ilçenin sivil toplum kuruluşlarının böyle bir çalışma için baskı yaptıklarını işittik.
Bugün bizi şaşırtmayacak şekilde Bafra ve Çarşamba’nın il olabileceği konusundaki haberler okuyoruz. Tabi ki, Samsun gazetelerinde.
Çünkü bu ilçeler (şartlarının tutmamasına rağmen) yılmadan çalışmalarını sürdürüyor ve devletin çalışmasının bir iki günlük olmayacağını biliyorlar.
Şartlarının önemli kısmı tutan Vezirköprü’nün tek eksiğinin nüfus olduğu iddiaları bir kenarda dururken neden kimse çalışmıyor acaba?
Saygıdeğer İlgililer,
Nasılsınız..
-Gelişmenin,
-ileriye gidebilmenin,
-Çağdaş ve uygar,
Biir topluma ulaşabilmenin yolu,(sizlerin daha iyi bildiği gibi) hurafelerden ve cehaletten uzak bir yaşam ve kırsallıktan uyanıp eğitim ve çağdaş bir bilinç yapısıyla eziklikten kurtulmaktan geçer.
Maalesef, V.Köprü Köyleri ve nahiyeleri eğitim ve bilinç yönüyle geri bıraktırılmış,eğitime önem verilmemiş,daha çocuk yaşında evlatlarımız tarlalarda çalıştırılmış,öküz peşinde çoban yapılmıştır.
-Bağra,
-Çarşamba
-Kavak İlçeleri,
Denize ve kara ulaşımına yakınlığı,Yerel yöneticilerinin başarılı çalışmaları ve politikaları sayesinde ekonomik ve sosyal yönden önemli kazanımlar elde etmişlerdir.
V.Köprü İlçemizde ise bastırılmış duygularımızla Eğitime ve Bilime uzaktan bakışımız,bazen dini ve yerel duygularımızla okuyacaksında ne olacaksın deyişlerimiz genç dinağları kuran kurslarına veya okulsuzluğa mahkum etmişlerdir..Sahip oldukları 3-5 evlek veya dönüm tarla ile gelişebileceklerini ve karınlarını doyurabileceklerini zannetmişlerdir.
1970-1980’li yıllarda,Vezirköprü’ye bağlı bir köyde doğdum ve Tek öğretmenli ve Müdürlü bir ilkokuldan mezun oldum.12 yaşıma kadar köyden ayrılmadım ve şehir yüzü nedir bilmedim.
Bu makus talihimi yenmek adına,gaz lambası ışığında yer yatağı üzerinde elimden geldiğince çalıştım..İstanbul’un o dönemler meşhur ve tarihi bir ortaokulu ve lisesini derece ile kazandım.Vezirköprü ilçesini tam göremeden İstanbul’la tanıştım.SBF öğrenimimden sonra Uzun yıllar Bankacılık sektöründe ve Diğer sektörlerde başarıyla yönetim hizmetleri verdim.
Gözüm gibi sevdiğim köyümü ve köylülerimi yürekten sevdim.
Ancak kurtuluşun 12 yaşlarımda eğitimde bilimde çağdaşlıkta ve Atatürk Devrimlerinde olduğunu hissettim.
Vezirköprü’nün bırakınız il olmasını,Kıraç bir vahaya dönüşmemesini,köylülük ve kasabalılık ruhundan kurtarılmasını arzu etmekteyim.
Tarihi,Verimli geniş ovaları,4 mevsimi ile yaşamaya elverişli ilçemiz başta eğitim olmak üzere,sanayileşmesi,teknolojisi turizmi ile bir Gerçek İlçe olma azmine ulaşır…
Başarı ve Mutluluklar Kaderiniz ve Parlak geleceğiniz olsun,efendim.
Saygı ve Sevgilerimle…