logo

ÜZÜLÜYOR İNSAN


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

Tarım ülkesi olan Türkiye’de her türlü tarım ürünü dışarıdan ithal ediliyor.
Medyadan takip ediyoruz. Konya Ovası kadar büyüklüğe sahip Hollanda, tarım ülkesi olan Türkiye de dahil dünyaya her türlü tarım ürünü ihraç ediyor.
Yeşil mercimekten nohuda, mısırdan kırmızı mercimeğe…
Hayvansal ürünlerde etten peynire, tereyağına kadar aklınıza ne gelirse…
Peki; Türkiye’nin Çukurova’sı, Harran Ovası, Ege’nin dağlarından bal, ovalarından yağ akan ovaları!..
Karadeniz’in fındık dolu ormanları, çay bahçeleri ne güne duruyor.
Kendi çay üreticisine kota koyup başka ülkelerden çay alan, kendi pancar üreticisine kota koyup ABD’nin “CARGİL”inin kanserojen maddesini taşıyan şekerini halka yedirmek insanı gerçekten düşünceye ve üzüntüye sevk ediyor.
Kanal İstanbul ile Türkiye halkını daha da karanlık günler bekliyor.
Kanal İstanbul yapıldığında 16 milyon İstanbul’a bir İstanbul daha eklenecek.
Kanal İstanbul yapılmadan bile 2035 yılında İstanbul’un nüfusunun 30 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. Kanal İstanbul yapılırsa gerisini siz düşünün!…
Yoksul Anadolu halkı iş-aş, daha iyi yaşam koşulları umudu ile o güzelim topraklarını terk edip İstanbul ve çevresine öbeklenecek.
Türkiye tarımında üretim daha da azalacak, ekilmeyen bakılmayan topraklar Cumhuriyet öncesine dönecek, toplum karnını doyuramaz daha da dışa bağımlı hale gelecek!..
Hangi akıl ve mantık kendi ülkesinin tütününü yok edip sigara fabrikalarını satıp dışarıdan sigara alıp halkına içiren akıl ve mantıktır?
Evet, düşündükçe insanın aklı tutuluyor. Gittikçe yok olan, yoksullaşan ülkemiz halkını bu gidişle daha da karanlık bir gelecek bekliyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse gerçekten karamsarlığa bürünüyor ve üzülüyor insan!…
Ülkemizde halkı zenginleştirmenin, doğduğu yerde doyurup mutlu etmenin çok yolu var.
Birilerini daha da zengin etme uğruna ülkeyi yoksulluğa götürecek uygulamalar gerçekten üzüyor insanı…

Share
284 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

6+1 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...