İdarecilerimiz “kullandık, miadı doldu, bırakıp başka yere gidelim” derken, ben eskiyen yerlerin kıymetini artıracak ve kullanıma yeniden kazandırılacak projeler
geliştirilmesinden yanayım.
Yeni yıla hızlı girdik diyebiliriz.
Önce Valilikteki yılın ilk toplantısında Karma OSB kuruluşu ile ilgili olan bilgiyi almıştık.
Hemen ardından Vezirköprü Devlet Hastanesi’nin eski binalarının da içinde bulunduğu yaklaşık 12 dönümlük arazisiyle birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devrinin ve bu arsaya TOKİ yapılmasının iptalinin haberini öğrendik.
Edinilen bilgiye göre; arsa yeniden Hazine’ye devredilmişti.
Bununla birlikte işin başlangıcından beri konuşulan “arsanın Hükümet Konağı olarak kullanılması için çalışıldığı” haberlerinin gittikçe daha güçlenerek karşımıza gelmesiydi.
Bunu duyar duymaz Öğretmenevi ve Belediye’den sonra Hükümet Konağı’nın da taşınmasının Vezirköprü’nün uzun zamandır kullanılan çarşısının büyük yara alacağı üzerine de konuşmalar başladı.
Bir tarafta ‘Vezirköprü büyüyor’ sözünü büyüsüne kapılarak gelişmeyi yaygınlaşan mücavir alanda arayanlar, diğer yanda gelişmekten yana olmayanlar gibi bir hale doğru gidiyoruz.
İlçe nüfusunun artış göstermediği, yakın dönemde de gösteremeyeceğini göz önüne alarak ben ikinci tarafa yakın olanlardanım.
İlçenin giderek yaygınlaşmasının şehircilik açısından da doğru olmadığını düşünüyorum.
En önemli iki argümanımın ilki bu kadar uzağa konuşlanan devlet daireleri, daha doğrusu halkın daha fazla kullanmak zorunda olduğu kamu binaları ile trafiğini olumsuz etkileyecektir. İlçede herkes bir şekilde araç kullanmak zorunda kalacak ve bu hem trafiği olumsuz etkileyecek, hem de vatandaşa maddi olarak negatif yansıyacaktır.
İkincisi ise, Vezirköprü’de eski mahalleler Toprakkale, Mehmet Paşa, Tikenli, Abdulgani, Değirmenbaşı, Çayırbaşı, Tabakhane, Nalbantlı’nın bir kısmı, Yeni Mahalle mezbelelik olarak dururken, idareciler bu alanların gelişmesi ve güzelleşmesi için hiçbir çalışma ve gayret göstermezken kafalarındaki “Yeni Vezirköprü alanı” için çalışmaları.
Terk edilmiş bir görüntü veren, (hata bir örneği de çarşının ortasında bulunan) yıkılmış veya yıkılmak üzere olan binaların, boş duran evlerin yarattığı çirkin ve fakir görüntünün Sokak Sağlıklaştırma’da olduğu gibi ön yüzü boyalı bir Vezirköprü haline dönderilmesi gibi geliyor bana.
Binaları taşımaya çalışanlarla belki de en büyük ortak noktamız da bu.
Ancak idarecilerimiz “kullandık, miadı doldu, bırakıp başka yere gidelim” derken, ben eskiyen yerlerin kıymetini artıracak ve kullanıma yeniden kazandırılacak projeler geliştirilmesinden yanayım.
Vezirköprü gerek halkın gerekse kamunun elindeki metruk binalarla dolu.
Eski hastane yalnız değil. Yıllardır arsa niteliği ile otopark olarak kullanılan İlçe Tarım Müdürlüğü de hemen yanımızda duruyor.
Otopark demişken, konu üzerine konuşurken bir dostumuz ekledi:
“Madem Öğretmenevi’nden sonra, Belediye ve Hükümet Konağı’nı da taşıyacaklar; Otopark’ı kime yapıyorlar? Zaten merkezde bir otopark ihtiyacı kalmaz ki?”
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları
02 Kasım 2024 Köşe Yazıları