Samsun turizminde Vezirköprü’nün yeri nedir?
Samsun merkezde oturarak ilçeler hakkında karar vermesini beklediğimiz Büyükşehir Yasasıyla değişen bu mekanizmanın yanlış olacağını söylüyorduk ama açıkçası bu kadar zamandır ilçe merkezine yapılan zulüm için Vezirköprü’deki gerekli mercileri işgal eden kişilerin bu akıştan memnun olduklarını düşünmeye başladım.
Bir Kurban Bayramı daha geldi geçti, Vezirköprü’deki sıkıntılarda henüz bir değişiklik yok.
Sıkıntıların başında da, özellikle Bayramlarda iyice artan trafik yoğunluğunu kaldıramayan cadde ve sokaklar var.
Sürekli yazmakla ya da konuşmakla, yukarılara iletmekle de değişmeyen bu trafik sıkıntısının çözümüne yönelik bir çalışma varsa da, Vezirköprü’de her işte olduğu gibi yapılacak çalışmaları en son Vezirköprülüler duyuyor.
Erken duyanların nasılsa duduyklarına misafir gibi bakmaktan öte yaptıkları bir hareket olmuyor.
Yıllardır UKOME (Ulaştırma Koordinasyon Merkezi) tarafından yapıldığı ve oranın izni olmadan değiştirme şansının bulunmadığı söylenen uygulamalar nedeniyle Vezirköprü halkı çile çekmeyi sürdürüyor.
Tek yönlü yol uygulaması bu sıkıntıların en başında gelenlerden biri.
Özellikle halen yapımı süren Belediye Hizmet Binası ile Çınar Ağacı arasındaki tek yönlü yol uygulaması nedeniyle Atatürk İş Merkezi’nden Bankalar Caddesi’ndeki ışıklara kadar tıkanan trafiğin açılması için şart olan tek yön uygulamasının kaldırılmasını Samsun’un buyurmasını bekleyeceğiz.
Üstelik esnaf dahil herkesin büyük şikayeti artık burada ikinci değil üçüncü sıra parkların yapılıyor olması.
Samsun merkezde oturarak ilçeler hakkında karar vermesini beklediğimiz Büyükşehir Yasasıyla değişen bu mekanizmanın yanlış olacağını söylüyorduk ama açıkçası bu kadar zamandır ilçe merkezine yapılan zulüm için Vezirköprü’deki gerekli mercileri işgal eden kişilerin bu akıştan memnun olduklarını düşünmeye başladım.
Başka türlü hemen her toplantıda bu sıkıntıyı dile getirip, ısrarla bu hatadan dönülmesini sağlamaya çalışırlardı.
Burada İhsan Cömert’in de sıklıkla anlattığı bir fıkra insanın aklına geliyor:
Trabzonspor amigosu Temel, maçtan önce sahaya çıkıyor…
Ağzında megafon, seyircilere çağrı yapıyor:
“Uşaklar dinleyun penu!.. Sağ elimu havaya kaldirinca bütün dribun ”yaşa“ diye pağaracak. Sol elimu kaldirdiğimda ”Trabzon“ diye pağaracak. İki elimu aynu anda havaya kaldirinca ”sessuzluk“ olacak, tamam mı…”
Tribün hep birlikte Temel’e yanıt veriyor; “Tamammm!”
Temel başlıyor önce sağ elini sonra sol elini kaldırarak seyirciyi coşturmaya… Yeteri kadar tezahürat yaptırdığına kanaat getirdikten sonra, tezahürata ara vermek için, iki elini havaya kaldırıp aşağıya indiriyor…
Tribündekiler hep birlikte tempo halinde başlıyorlar bağırmaya.
“Sessuzluk!… Sessuzluk!.. Sessuzluk!…”