Son Dakika
Hayatımızda belli belirsiz durumlar olduğu gibi kontrolün bizde olduğu durumlar vardır. Çoğu durumda kontrolün bizde olmadığı düşüncesi çaresizlik hissettirebilir. Bu his bazen duygu durumumuzla bazen davranışlarımızla bazen de bedensel tepkilerimizle kendini belli eder.
Bu hafta bedenimizde kontrol dışı oluşan çoğu insanın yakından tanıdığı bir durumu ele alalım: Panik Atak ve Panik bozukluk.
Panik atak; dakikalar içinde zirveye ulaşan ani yoğun korku veya yoğun rahatsızlık dalgası olarak tanımlanmıştır. Belirtiler kısa sürede en yoğun haline ulaşabilir, genelde 10-15 dakika içinde kaybolsa da daha uzun süre de kalabilir. Kısa süreli olsa da vücut için ağır ve zorlayıcı bir durumdur.
Ataklar sırasında yaşanan belirtiler kişide “aklını kaçıracağı”, “kalp krizi geçireceği”, “kontrolünü kaybedeceği” gibi olumsuz düşünceler yaratabilir.
Bununla birlikte terleme, göğüste sıkışma, nefes darlığı, bulantı, ölüm korkusu titreme, kalp çarpıntısı gibi durumlar diğer belirtileridir. Kişi ataklardan ve sonuçlarından kaçınabilmek için bazı davranış değişiklikleri geliştirir. Burada panik bozukluk devreye girer.
Panik bozukluk ise bir veya birkaç panik ataktan sonra en az bir ay süreyle başka bir ataktan korkma ve bununla ilgili olumsuz davranışlar göstermektir.
Panik atak genetik sebepler, hayatımızdaki zorlayıcı yaşantılar veya çatışmalardan kaynaklanabileceği gibi bebeklik ve çocuklukta bakım verenle güvenli bağlanma geliştiremeyen kişilerde ortaya çıkabilir.
Ataklar kendiliğinden ortaya çıkıyor gibi görünse de detaylı incelemelerde genellikle hastalığın başlangıcından önceki aylarda kişiyi etkileyen önemli bir yaşam olayının varlığı tespit edilebilir.
Panik atak geçirenler bu atağı tekrar geçirmekten endişe duyarlar, nedenini anlamaya çalışırlar, tekrar olmaması için yalnız kalmamaya bazı riskli ya da stres oluşturan durumlardan kaçınmaya çalışırlar.
Bu duruma bedende herhangi bir hastalığın olup olmadığını araştırmak da dâhildir. Panik bozukluk, yaşam kalitemizi olumsuz etkileyen tetikte olma durumudur.
Genelde kişiler bütün tahlilleri yaptırıp herhangi bir hastalık durumu görmediklerinde psikiyatriye başvurmayı tercih ederler veya doktor tarafından yönlendirilirler.
İlaç kullanımı kısa süre için etkili bir yöntem olsa bile devamlı ilaç kullanmak herkes için uygun olmayabilir. Diğer taraftan panik atağı oluşturan duygusal zorlanmanın sebeplerini de hala içimizde taşıyor oluruz.
Panik atak tedavisinde ilaç kullanımıyla birlikte psikoterapi önerilir. Psikoterapi ise kişinin hayata, diğer insanlara ve kendine bakış açısında bilişsel hataları keşfetmek yerlerine gerçekçi düşünme biçimi koyarak kişinin hayatını kolaylaştırmak amaçlanır. Bununla birlikte nefes egzersizleri kullanılır.
Şunu hatırlamak gerekir. Geçmişte istenmeyen yaşantılar veya duygusal zorluklar olabilir. Bazen çözüm yönteminin ne olduğunu bilmediğimizden, yardım istemediğimizden ya da bununla ilgili sözel bir aktarım yapmadığımızdan bu zorluğu içimizde taşırız.
Bugün ise farklıdır. Belki de kontrol edebileceğimiz durumları kontrol etmek, yaşantımızı gözden geçirmek için panik atağımız bir sinyaldir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
23 Kasım 2024 Köşe Yazıları
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
17 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları