logo

20 Aralık 2023

PANDOMİM


admin
vatandas1959@hotmail.com

Bilindiği gibi “pandomim” sessiz oynanan bir “tiyatro” dur.
Varsayalım tiyatronun konusu bir adli yargılamadır.
Senaryo özetle şöyledir.
– Bir şahıs ağır suç işlediği iddiası ile yakalanır. Poliste, savcılıkta ifadesi alınır.
Sanık sıfatı ile mahkemeye çıkarılır. Ancak, sanık (ünlü ya da azılı) biridir.
Muktedirler sanığın idam edilmesinde ısrarlıdır. Sanık mahkemeye çıkarılır.
– Yargıç işaret diliyle sanığa bir şeyler sorar. Sanık, soruyu pek anlamaz, o da sessizce boynunu (başını) sağa sola sallar. Ne yargıcın sorduğu bellidir, ne de sanığın savunması.
– Savcı: Mütalaayı işaret diliyle okur.
– Yargıç yine işaret diliyle kararı açıklar.
– İdam sehpası kurulur. Sanık idam sehpasına çıkarılır. İp boynuna geçirilir!
Savcı da, yargıçta, sanıkta, sanık yakınları da, olayı izleyen halkta, sanığın ne suç işlediğini, neden idam edildiğini bir türlü anlamaz!
Çünkü; karar önceden belli güçler (muktedirler), tarafından verilmiş, yargılama usulen yapılmıştır.
Şimdi bu özet senaryo girişini niye yaptım?
– Biliyorsunuz, 31 Mart 2024’te yerel seçimler var. Bu seçimlerde yerel yöneticiler seçilecek. Biz, burada sadece belediye başkan seçimlerini irdeleyeceğiz.
Peki; belediye başkanlarını kim seçecek(?) sevgili okurlarım, yazımın girişinde anlatmaya çalıştığım gibi her şey parti merkezlerinde belli oluyor. Halk sonucu boşa bekliyor. 31 Mart 2024 akşamı sehpa tepilir!
Peki; yerel seçimler böyle de, içte ve dışta ülkenin kaderini belirleyen genel seçimler nasıl?
Bu konuyu anlatmaya bilmem gerek var mı?
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin Kanatlarını keserek kuşa çevirdik, “kimsesizlerin kimsesi cumhuriyeti.” Bırakın kimsesizlerin kimsesi olmayı, kendini koruyamaz hale getirdik.
Cumhuriyetin kuruluş ayarlarını bozduk, cumhuriyeti kuran kadroların kurduğu, ulusal kurtuluş savaşının arkasında kale gibi duran GAZİ MECLİSİ tek kişinin emrine vererek etkisiz hale getirdik.
Ülkemiz ve ilçemiz için söylenecek çok şey var ama hepsi nafile…

Share
263 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

4+8 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...