Fren yıllar önce patladı.
Mesela;
-Önce “Ergenekon Örgütü” suçlaması ile Türk aydınları tutuklanmaya başladı. Peşinden “Balyoz Harekatı” diye hayali bir suç örgütü uyduruldu, onlarca Atatürkçü tutuklandı.
Bu subaylar yargılama sonucu büyük cezalara çaptırıldı.
-Deniz kuvvetlerinde birçok subay casusluk iddiasıyla tutuklandı.
-Yeni emekli olmuş emekli Genel Kurmay Başkanı “silahlı örgüt kurma” suçundan tutuklandı. Polis başına çökerek arabaya soktu.
Türkiye’de aklı başında insanlar bağırıyordu. “yanlış şeyler yapılıyor. Yapmayın orduyu perişan ederek ülkenin güvenliğini zora sokuyorsunuz, ülkenin Genel Kurmay Başkanı zaten silahlı kuvvetlerin başı, silahlı örgüt kurmak neyine?
Olur mu böyle saçmalık?” diye bağırıyordu ama kimse dinlemiyordu.
-Zamanın başkanı “Benim Büyük Orta Doğu Eş Başkanlığı gibi bir görevim var” diye övünüyor, o ülkeden o ülkeye koşturuyordu…
-Ne oldu ise oldu. Fetullah Gülen ile Akp arasında hükümet içi bazı çatlaklar meydana geldi.
-Tayyip Erdoğan bağırıyordu “Ne oldu size(?), ne istediniz de vermedik?”
-Fetullah dinlemiyordu. Türkiye’de gücü eline aldığına inanıyordu.
-Tayyip Erdoğan elini çabuk tuttu. Fetullah’ı “terör örgütü” ilan etti korsan savcılar ve yargıçlar tarafından tutuklanan aydınlar, askerler serbest bırakılıyor, korsan hakim savcılar ya yurt dışına kaçıyor ya da tutuklanıyordu…
-Akp ile hükümet ve çıkar ortaklığı bozulan Fetö (Fetullah Terör Örgütü) 15 Temmuz hain darbe girişiminde (ülkeyi işgal ederek emperyalizme teslim etme) bulunuyordu.
-Ordu’daki Atatürkçü Cumhuriyetçi Komutanlar ve halkımızın uyanıklığı sayesinde Türkiye Cumhuriyeti bölünerek emperyalizme yem olmaktan kurtuldu.
-Allah var ya o gece sayın R.Tayyip Erdoğan’ın başına kötü bir şey gelmemesi için sabaha kadar dua ettim.
-Fetö damarlarımıza kadar kanımız gibi girmiş, temizlenmesi olanaksız gibi görünüyor ama beli de kırıldı.
-Sayın Ahmet Davutoğlu’nun yanlış politikaları, Recep Tayyip Erdoğan’ın da kandırılması ile Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozduk.
-Suriye’de ne idiği belirsiz özgür Suriye ordusunu (ÖSO) maddi manevi destekledik. Başımıza bugünkü durumu yarattık.
-Biz Suriye içinde mücadele ederken Suriye içlerinden Türkiye’ye füzeler atılmakta, insanlarımız ölmekte ve yaralanmaktadır.
-Ülkemizin doğusunda bu boğuşmalardan dolayı EGE DENİZİ’ndeki adalarımıza sahip çıkamıyoruz, bu adalar Yunanlılar tarafından işgal edilmiş gibi kullanılmaktadır.
-Biz Suriye ile uğraşırken PKK azmış, Doğu Beyazıt’tan Urfa sınırlarına kadar askerlerimize saldırmaktadır.
-Yazılacak, söylenecek çok şey var. Ancak böyle dönemlerdeki bu dönemin sorumlu baştaki yönetim bile olsa biz ülke olarak yurttaş olarak, yönetimle omuz omuza olmak zorundayız.
Bütünleşme ve birliği sağlama görevi yine partili Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize düştüğü halde sayın partili Cumhurbaşkanımız toplumu ayrıştırmaya ve kutuplaştırmaya devam ediyor.
Nasıl mı?
-Ana muhalefet liderine “cibilliyetsiz, mal kafa, sen kimsin,”
-Ana muhalefet partisi genel başkan yardımcısına “Lan sen kimsin şerefsiz ,
-Akp İl Kongereleri’nde sürekli muhalefete çatan sözde tarafsız cumhurbaşkanı,
-Hiç yakışmayan, olmayacak suçlamalarla muhalefete saldırmak,
-Tarafsız Cumhurbaşkanı, tarafsız Cumhurbaşkanı,
-Nereye gidiyoruz, otobüsün freni mi patladı?..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları
02 Kasım 2024 Köşe Yazıları