Gidenin ya da ölenin arkasından konuşmak bizim dini anlayışımızda da insani anlayışımızda da yoktur.
Ünlü bir Temel fıkrası vardır.
Temel işlediği suçtan dolayı mahkemede ölüm cezasına çarptırılır.
Hüküm infaz edilirken yasa gereği hükümlüye son isteği sorulur.
Temel’i de idam sehpasına çıkarırlar, ipi boynuna geçirirler ve Temel’e sorarlar,
-Temel son arzun (isteğin) nedir?.. Temel:
– Ha bu bana ders olsun. der.
Bu Temel fıkrasında olduğu gibi belki günahlarını hatırlatsak gidene “ders” olur umuduyla şöyle bir hatırlatma yapalım. Şunu da belirteyim ki, bu hatırlatma yalnız gidene değil aynı zamanda Vezirköprü’lülere de,
Dört yıl içinde neleri kaybettik.!..
– Orta öğretim kompleksi projesi yapılmış, ihale aşamasına da gelmişken yönetim aciziyetinden kaybettik.
– Hemen yanında satılan tarla varken satın alıp Endüstri Meslek’i yapmak varken 35 yıllık dört dönüm çam ormanını katlederek okulun yapılmasını sağladık,
– Vezirköprü-Havza, Vezirköprü-Durağan yolu konusunda dört yılda sadece lafını ettik,
– Vezirköprü’nün kalkınması için hiçbir çalışma (proje) üretemedik,
– Mahkeme kararıyla da olsa inşaat halindeki hastaneden 12 tır malzemenin götürülmesine hiçbir tepki vermedik,
– Huzurevi’nin temelinin çürümesini sağladık,
– Osmancıklıların 60-70 yıl mücadele ettikleri, ancak umutlarını kesip mücadeleyi bıraktıkları Kunduz Ormanları mücadelesini bu dönemde sessizden, yağdan kıl çeker gibi %65 aldıkları,
– Bu durumun Osmancık gazetelerinde “100 yıllık hayallerimiz gerçek oldu” diye övünç çığlıkları atmasını sağladık,
Herkesin bilmesini isterim…
Haaa unutmayalım. Bu dört yılda Vezirköprü kendi bünyesinde zaten var olan bir meziyete biraz daha katkı sağladı.
Bu dönemde dedi-kodu, insanları birbirine düşman edecek, şahsına hiç yakışmayan, tam tersi bunlara karşı çıkması gerekirken daha da geliştiren, bizzat önayak olan davranış bozuklukları,
Ne diyelim(?) bu ilçenin kaderi bunlar, eskilerin bir deyimi vardır. “Böyle gelmiş, böyle gider” mi acaba?..
Yöneticilerin yapılarında vardır. İktidar partisinin yedeğinde gezmek?..
Bir ilçede yapılacak kamu işlerini açıklamak gerektiğinde, mülki amiri yerine iktidar partisi ilçe başkanı mı açıklar?..
Bunlar mülki idareci sıfatını taşıyanların zafiyetinden mi kaynaklanır?..
Bu tip görevleri iktidar partisi ilçe başkanı yerine getiriliyorsa mülki amirine ne ihtiyaç vardır?..
Bir şeyi daha merak ediyorum.
Dört yıldır bu ilçede daire amirleri, belediye başkanı, sivil toplum kuruluşlarının katıldığı mülki amirinin başkanlığında herhangi bir toplantı tertip edilip ilçe sorunları tartışılıp çözüm yolları arandı mı(?..) merek ediyorum.
Böyle toplantılar yapıldı da benim mi haberim olmadı?
Vezirköprü’nün boş geçen dört yılına yazık oldu.!..
Vali olmadan Vezirköprü’den gitmez demiştim. Yüksekova’nın yılbaşından sonra il olacağı, kendisinin de vali olacağı sanılmaktadır. Benim tezim doğru çıkacak gibidir.
Biz gene de gidenin arkasından iyi yolculuklar dileyelim. Varsa kazandıklarımız bize kalsın…
“Ne kazandırdı, Ne kaybettirdi?” için 1 yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları
02 Kasım 2024 Köşe Yazıları
Yüreğinize sağlık koça, çınar.