logo

LAKLAKLA


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

Eskilerin tecrübeleri ile ürettiği birçok deyim kelime dağarcığımızı süsler.
Mesela;

-Leyleğin günü laklakla geçer.

-İt ürür kervan yürür.

-Kurt bildiği dağa kaçar.

-Cami ne kadar büyük olsa da imam bildiğini okur.

-Yüksek dağın başından duman eksik olmaz.

-Dağına göre kar yağar.

-Büyük gölde büyük balık olur.

-Horozu çok olan köyün, sabahı geç olur.

-Bu ve buna benzer deyimleri istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz. Bu konuda halkımızın kültürü oldukça zengindir.
Konuyu Vezirköprü’ye ve Vezirköprü sorunlarına getirirsek bu sözcüklerden kaç tanesini seçeriz.
Bana göre hiç birini !…
Sadece aşağıdaki şu iki sözcüğü seçerdim.

Mısır unu gibi birbirini tutmaz.

Biri yapar, biri bozar.
Evet; hiçbir konuda Vezirköprü’deki siyasi parti örgütleri, demokratik kitle örgütleri gibi halk kesimlerini temsil eden örgütler, mısır unu gibi bir araya gelmezler.
İlçenin çözümlenmesi gereken sorunları, yapılması gereken yatırımları konusunda birlikte hareket ederek sorunlara çözüm üretemezler.
Belediye, Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kooperatifi gibi büyük kuruluşlar ilçeye yapılması gereken yatırımlar için birlikte hareket etmezler.
Bu kurum ve kuruluşların ilçe sorunlarının çözümünde bir araya gelip başarı sağlamadıkları bir yana (!…) halkta tam tersi bir kanaat vardır.
“Birinin yaptığını biri bozar.”
Halktaki bu kanaati doğrulayacak, bu iddialara inandıracak emareler var.
Örneğin;
Çevre ilçelerin hepsinde organize sanayi bölgeleri yıllar önce faaliyete geçmişken Vezirköprü’de yeri bile saptanamamıştır.
Besi Organize Sanayi yeri bile belirlenip çalışmalara başlanamamıştır.
Sanayi esnafının elzem küçük sanayi sitesinde bile bir ilerleme sağlanamamıştır.
Türkiye’de artık Vezirköprü-Havza, Vezirköprü-Durağan karayolu gibi yol kalmamıştır. Bu yollar tam bir siyaset yüz karasıdır.
Peki; Vezirköprü-Alaçam, Vezirköprü-Bafra, Vezirköprü-Osmancık ulaşımları hiç gündemden düşmemiştir.
Bir başka konu: 24 köyde arazi toplulaştırma çalışması tam bir rezalet!…

Share
290 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

6+10 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...