logo

KUSUR ARAMA


Hüseyin Şengün
huseyinsengun55@hotmail.com

Saygıdeğer Vatandaş Okuyucuları;

Ey iman edenler Halil B. Rab’i anlatıyor: Bir zaman dostlarımla Cum’a camiinde idik, bir müslümanı gıybet ettiler. Ben mani olmadım.
O gece rüyada, siyah bir kimsenin, pis kokulu domuz etini bir tabağa koyup getirdiğini ve önüme koyduğunu, yüksek sesle bağırıp ‘hadi ye’ dediğini gördüm.
Ben Müslümanım, Müslüman domuz eti yemez dedim. ‘Ama Müslümanın etini yersin o bundan daha haramdır’ deyip, o etten bir parça kesip ağzıma koydu uyandım. O et (sanki) ağzımda idi ve pis kokuyordu.
Kırk gün onun pis kokusunu ağzımda duydum. Beyazid-i Bestami (rh.a.) de gıybete yeltenmenin veya onu kalpten dahi geçirmenin uygun olmadığını başından geçen şu olayla bizlere anlatır: ‘Bir gün cenaze namazına gittim. Biraz bekledim, bir derviş geldi ve onun davranışlarını kalbimde hoş karşılamadım. Ve biraz düşündüm.
Bu mesele üzerinde fazla düşünmedim ve zikrimle meşgul oldum. Namaz kıldım ve halvetime gidip oturdum. Murakabeye vardım, birisi üzerinde bir adam ölüsü bulunan bir tepsi getirdi, önüme koydu: ‘Şunu ye!’ dedi. “Ben insan eti yiyici değilim” dedim. “Cenaze de yemiştin şimdi niye yemiyorsun?” dedi.
Ben dilimle bir şey söylemedim, sadece gönlümden geçirmiştim deyince: “Dervişlerin gönlünden geçen kınamada gıybettir,” cevabını verdi.
Hemen kalktım, gittim o dervişi buldum, helallik diledim ve bir daha gönlümden dahi gıybet etmeyeceğime tövbe ettim ve gıybetin nedenli mesuliyet olduğunu anladım.
Verilen misaller gıybetin ne kadar iğrenç ve kötü bir şey olduğunu belirtmektedir. Bunun yanında gıybet yapmak insanı ilahi azaba duçar olmasına, günaha girmesine sebeptir.
Gıybet günahının ne kadar ağır olduğunu Hz. Aişe (r.anha) şöyle anlatıyor: Bir gün Resulü Ekrem Efendimize “Ya Resülallah, Safiye’nin şöyle böyle oluşu (ravilerden bazılarının dediğine göre kısa boylu oluşunu kastederek) sana kafidir” demiştim.
Bunun üzerine Resülullah (s.a.v.): “Ya Aişe öyle bir söz söyledin ki, eğer o söz denizin suyu ile karışsa, herhalde onu ifsad eder, tadını ve kokusunu bozardı.” Rivayet olundu ki, kabir azabına duçar olanlardan biri ise halkın gıybetini yapıp koğuculuk edenlerdir.
Ahirette de yapmış olduğu iyilikler boşa gidecektir. Hadisi şerifte şöyle buyurulmuştur. “Kıyamet günü bir adamın amel defteri, sahifeleri açık olarak kendisine verildiğinde “Ya Rabbi şu, su iyiliklerimin sevabı nerede?
Ben onları işlemiştim fakat onlar benim sahifemde yok” diyecek. Cenabı hak halkı gıybet etmek sebebi ile mahvoldu buyuracaktır. Gıybet yapan kişi ve sevaplarını sağa sola atan kişi gibidir. Allah cümlemizi koğuculuktan ve gıybet etmekten korusun.
Cenabı Hak görünür görünmez kazalardan korusun.

Share
1547 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

8+9 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...
  • Bu İlçeye bir MÜZE yakışır

    06 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Vezirköprü'de eski bir Vezirköprü evinin restorasyonu yapılarak bir müze oluşturulması sağlansa, ilçenin turizmine oldukça büyük katkısı olmaz mı? Vezirköprü'de Oymaağaç Kazılarının ilk başladığı günlerde bile buradan çıkan materyallerin Samsun Müzesi'nde değil, Vezirköprü'de oluşturulabilecek bir MÜZE'de sergilenmesi gerektiğini söylemiştim. O dönemde Belediye'nin Ganioğlu'ndaki Zabıta yapılan bina henüz inşaat halindeydi. Vezirköprü'nün Taş Medrese'sinin kütüphane olarak kullanılmasının değil, bir arkeoloji müzesi olarak kullanılmasının d...
  • Küçük Adımlar, Büyük Değişiklikler

    02 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Bu yazıda küçük adımların hayatımızdaki öneminden bahsetmek istiyorum. Bu yazıyı yazma motivasyonum, küçük adımların psikolojik sağlığımıza gerçekten iyi gelen bir kolaylaştırıcı olması. Kontrol edebileceğimiz en küçük aktiviteler olarak tanımlayabiliriz küçük adımları, bu yazı için. Bir örnekle başlayacak olursak, diyelim ki sabah uyandık, gözlerimizi açıp güne başlayacağız. Gözlerimizi açmadan tüm günü zihnimizden geçirdiğimizde güne başlamak zor gelebilir. Yapabileceğimiz, harekete geçirici ilk adımlara odaklanmak yataktan çıkmayı kolaylaşt...