Gönül ister ki, okurken insana huzur ve sevinç veren yazılar yazalım, ne yazık ki mümkün olmuyor.
Hafta geçmiyor ki, iş, aş için başka yerlere çalışmaya giden, inşaattan düşerek ölen bir Vezirköprü’lü yoksul gencin cenazesi gelmiş olmasın.
Vezirköprü’nün 65 km. uzakta olan köyünün bir gecede adının köy olmaktan çıkarıp mahalle yapılmasının bu kötü kaderin değişmesine etkisi olmadı.
Köy yerine adının mahalle olarak değiştirilmesi yoksul köylünün yoksulluğunu daha da arttırdı.
Adı köyken, yaptığı inşaata ruhsat almak, bunun için belediyeye harç ödemek, inşaat projesi yaptırıp proje parası ödemek zorunda değildi.
Tavuk kümesi, hayvan ahırı, koyun ağılı yaparken belediyeden izin almak zorunda değildi.
Köy tüzel kişiliği vardı. Buna bağlı olarak otlakları ve yaylaları vardı.
Peki; Ne oldu bunlar şimdi?…
Meralara, köy tüzel kişiliklerinin elinde yaylalara bütün şehir yasası ile büyükşehir belediyeleri el koydu.!..
Köylü, pardon (mahalleli) bu meralara, yaylalara hayvanlarını otlatmak için kira ödemek zorunda.(!..)Yani köylü bu otlak ve yaylaların sahibiyken bir gecede kiracısı oluverdi.!..
Tabi, çoğumuz köylüyü suçlayabiliriz, “Canım köylü de bunları yapanlara oy vermeseydi” diyebiliriz.
Bunu demek kolay da, köylüye bunlar, oyunu vereceği zaman anlatan oldu mu?..
Köylü gazete okumaz. Diğer iletişim aracı olan TV’ler de para kazanmak için toplumu büyüleyici mavi dizilerden başka yayın yapmaz.!..
TV, haber kanalları ise düzenini bozmak istemediği için iktidarın sesi olarak yayın yapar.
Ne yapsın zavallı cahil halk?..
Sürekli yazıp çizdiğimiz gibi devlet denen aygıt, rantı bol olduğu için yatırımlarını hep İstanbul çevresi ve gelişmiş batı illerine yapar.
1980’lerde Özal tarafından başlatılan özelleştirme furyası ile, devlet Cumhuriyet dönemi kazanımlarını yok pahasına elinden çıkardı.
Özelleştirmenin getirdiği sonuçları bu kısa köşe yazılarında anlatmak oldukça olanaksız. Ancak, şu kadarını belirtmeye çalışayım ki;
Özelleştirme; Anadolu’da bulunan fabrika ve tesislerin büyük çoğunluğunun kapanmasına, buralar da çalışanların işsiz kalmasına, üretimin düşmesine neden oldu.!..
Devletin yatırımından çekilmesi sürekli işsizliğin artmasına neden oldu. Bunun sonucu olarak: Özel sektör, halkı ve ülke kalkınmasını değil, kendi nasıl daha çok kar edecek doğal olarak onu düşündü.
Gene bunun sonucu olarak yatırımlar başta İstanbul olmak üzere batı illerine kaydı ve Anadolu boşaldı.
Devlet; Tarım ve hayvancılığı da yok saydığı için ülke sürekli yoksullaştı.
Betona yatırılan paralar da ülkeyi sonuçta ekonomik krize taşıdı.
Sonuç olarak; Devlet beton ekonomisinden vazgeçerek, Anadolu’da yatırıma yönelmeden, tarım ve hayvancılığa gereken önemi vermeden, yurtdışından mercimek, nohut, fasulye, mısır, süt, yoğurt, peynir, et hatta saman ithal etmeye devam ettikçe, yakında pırasa ve ıspanakta ithal edersek şaşmayalım.
Böylece yoksul Vezirköprü’lünün de iş, aş, ekmek için inşaatlardan düşerek ölen cenazeleri gelmeye devam edecektir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
17 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları