Son Dakika
Dünyanın her tarafı CORONA denen musibetle boğuşurken sağduyulu, mutedil, insan sevgisiyle dolu ve insancıl kararlar alacak devlet adamları tarafından yönetilmesi gereken dünyaya yön veren büyük devletlerin yöneticilerini ibretle seyrediyoruz.
ABD’yi Trump denen, aklının başında olup olmadığı teyyide muhtaç bir kişi yönetiyor.
Rusya’yı Putin yönetiyor. Hakkında soru işaretleri var.
Fransa’yı Macron yönetiyor. Bu yöneticilerin gerçekten iyi niyetlerinden ben şahsen şüphe duyuyorum.
ABD Başkanı’nın “Corona hastalarına dezenfektan içirilsin” tezi ne ile izah edilir?…
Ülkemizin değerlendirilmesine gelince durum daha da farklı.
Tüm dünyanın başına bela olan pandemi musibeti ile uğraşırken bir de yaşanan deprem gerçeği yaşıyoruz. Ayrıca Azerbaycan, Suriye, Libya, Akdeniz, Kıbrıs gibi ağır dış ve sınır sorunlarımızın yanı sıra bir de 40 yıldır yaşadığımız binlerce can kaybımıza (Şehit vermemize) neden olan terör sorunu yaşıyoruz.
Hâl böyleyken çözümü kendi elimizde olan depremlerde yıkımı ve can kaybını en aza indirmek için hiç bir harcama yapmayan, bu konulara ayrılan maddi kaynakları acil olmayan yerlerde israfça kullanmaya devam ediyoruz.
Bilim ve devlet aklını dışarıda tutarak her şeyi şahsi ve siyasi çıkar amaçlı hoyratça kullanmak, insan ve yurt severlikle ne kadar bağdaşır?
– “Halk her söylenene inanır” inancı ile halkı aldatmaya devam etmek hangi inançla bağdaşır?
Şu tezi son İzmir depreminden sonra çok sayıda bilim insanı da dillendirmeye başladı. Bunu ben şahsen âcizane yıllardır dillendirdiğim halde Anadolu’dan çıkan bir cılız ses olarak kalıyordu. O da şu;
Rant uğruna yatırımların başta İstanbul olmak üzere hep batı illerine yapılması bu ülkenin her bakımdan felaketi olacaktır.
Bu nedenle Anadolu’nun orta merkezlerinde sanayileşme, okullaşma, üniversite hastaneleri dahil sağlıkta ve tarımda cazibeli merkezler meydana getirerek batıya göçü engelleyerek gelişmiş illerin yükünü azaltmak yöneticinin asıl amacı olmalıdır.
Bunların hiç birisi yapılmaz değildir. Ancak yurt severlik, insan severlik ve bazı uygulamalar bir siyasi tercih sorunudur!…
Yazımın başında da belirttiğim gibi, dünya ve ülkemiz savaş, corona, terör ve deprem gibi vahim olaylarla boğuşurken biz Vezirköprü sorunlarının çözümüne kilitleniyoruz ama bir arpa boyu yol alamıyoruz.
Yıllardır bir hastaneyi bile önceki yılların başında, geçen yılın başında, bu yılın bir kısmında açmayı başaramadık. Doğrusu ya (Şu gazetelerde hep yalan yazıyor!..)
Havza – Vezirköprü yolu yapıldı, sıra Vezirköprü – Durağan yolunda, artık bu kış kamyonlar, tırlar Göğem Beli yokuşunun eziyetini çekmez. Emeği geçenleri kutlarım.
Vezirköprü – Gümüşhacıköy, Vezirköprü – Osmancık, Vezirköprü – Alaçam, Vezirköprü – Bafra yolu da yapılırsa garibim Vezirköprü yarı açık cezaevi olmaktan da kurtulur!…
Yazık bu ülkenin, bu ilçenin halkına.
Bir türlü sorgulamayı, kendine çıkış yolu bulmayı beceremiyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
23 Kasım 2024 Köşe Yazıları
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
17 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları