logo

HARİKA BULUŞLAR


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

Bizim aklımıza ve buluşlarımıza, doğrusunu söylemek gerekirse kimse akıl erdiremez.
Bazılarını örneklemek istersek şöyle sıralayabiliriz;
– Şeker fabrikaları satılırken sesi çıkmayanlar, şekerin kilosu 10 lirayı aşınca mahalle bakkalına çıkışıyor,
– Tarım ülkesi olan memleketimize devlet tarım yerine beton müteahhitlerini desteklerken uyuyanlar fırından ekmeği alırken fırıncıya efelenenler,
– Et kombinaları, et-balık kurumu gibi kurumlar elden çıkarılırken seyredenler, kasaptan et alırken kasaba sitem edenler.
– Fabrikalar hazat-mezat satılırken “Devlet fabrika, bakkal mı çalıştırırmış” diyerek kapitalistlerin ağzı ile konuşanlar işsizlikten yakınırlar.
İşsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa, israfa son vermeyi, üretimi artırarak ülkeyi mutluluğa kavuşturacak çözümleri TKP, İP gibi bir birkaç sol partiden başka dillendiren yok.
Herkes denenmiş işçiyi, çiftçiyi, memuru esnafı acımasızca sömüren vahşi kapitalizmin çarkını çeviren sistemleri çözüm diye halka yutturmaya çalışıyorlar.
Sonuç 0, elde 0’dır.
Laf üretmekte halkımızın arasında mahir olan bilge gibi insanlar olduğu kadar, başımızdaki yöneticilerde de olduk söz üretebilen hatta tarihe geçecek sözler üreten yöneticilerimiz var.
Ne demiş Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Nureddin NEBATİ hazretleri;
– “Altı ay yatıp bekleseniz, altı ay sonra her şeyi düzelmiş olarak göreceksiniz” gibi laflar etmiş.
Yahu, sayın yöneticimiz, Türk halkı altı ay değil, hep uyuyor zaten. Örnek mi?
– İşsizler iş isteriz diye sokağa mı çıkıyor?
– Memur, işçi, esnaf geçinemiyoruz diye bağırıyor mu?
– Tarımla uğraşan köylü, aldatılıyoruz diye bayrak mı açıyor?
Kısacası Türk halkı altı ay değil, Osmanlı’dan beri uyuyor, uyutuluyor. Ninni söylemeye bile gerek duymadan uyumuş!..
624 yıl hüküm süren Osmanlı sülalesi, Anadolu’dan sadece vergi ve asker toplamış, bunun karşılığında yoksulluk, zulüm, sefaletten başka bir şey vermemiş.
Zaman zaman gizli de olsa solcular halkı uyandırmak istese de egemenlerin (muktedirler) tarafından başları ezilmiştir.
Sayın bakanımız Nureddin NEBATİ’nin sözü Ahmet KAYA’nın;
– Girsem yarin koynuna,
– Kış yatsam, yaz uyansam türküsünü aklıma getirdi.
Sayın bakanın sözünü 2021 yılının tarihi sözü, ya da haftanın sözü olarak not düşelim.
– “Altı ay yatsak, kalktığımızda her şey düzelmiş olacak…”

Share
275 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+5 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...