İnsanlar yeniden hayatlar kurmak zorunda kalacaklar. Yara gerçekten çok büyük!..
Geçtiğimiz pazartesi günü büyük bir felaketle uyandığımız Türkiye’de yaraların sarılması için büyük mücadele sürüyor.
Aslında söylenecek çok şey kalmadı.
Bir haftadır, tüm televizyon kanallarında konunun uzmanları başta olmak üzere hemen her açıdan konuyu ele aldılar.
Vatandaşlar yaşadıklarını aktarmaya çalıştılar.
Bir çoğu yeniden hayatlar kurmak zorunda kalacaklar. (Özellikle Hatay’ın boşaltılması ve buraya sığınmacıların yerleşmesinin Türkiye güvenliği için de sorun yaratacağı endişesi dillendiriliyor.)
Yara gerçekten çok büyük.
Ülkenin her tarafından olduğu gibi, Samsun ve Vezirköprü’den de başlatılan büyük bir yardım seferberliği hızını gittikçe azaltsa da sürüyor.
Dünyadan da gelen yardımlarla 10 ili yerle bir eden depremin yol açtığı yıkımın hızla mümkün olduğunca sarılmasına çalışıldığı görüyoruz.
Beş parmağın beşi bir değil tabi, ama bazı kötü niyetli insanları saymazsak halk, gerçekten kardeşlerinin yaraların sarılması için yürekten gayret gösteriyor.
Yaşanan depremlerin, 1999’da yaşanan ve hemen herkesin hafızasında duran depremden çok daha büyük olduğu, bu güne kadar enkazların altından çıkartılan ölü ve yaralı sayısından da ortada.
Her felaketin ardından unutmamamız gerektiği, bugün hayatını kaybedenlerin sorumlusu olduğu söylenen yapılaşmaların gözden geçirilmesi gerektiği gibi.
Acaba unutmayacak mıyız?
Yine sıklıkla söylenen “hazırlıklı olmalıyız” sözlerinin de zamanla hafızalarımızdan uçup gitmesini engellememiz mümkün olacak mı?
Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın nefesini ensesinde hisseden bir ilçe olarak Vezirköprü olası bir depreme kesinlikle hazırlıklı olmalı.
1943 depreminin neler yaşattığını bilenlerin halen aramızda olduğunu düşünürsek, hazırlıklarımızın ne kadar ciddi olması gerektiğini de görürüz.
Bu hazırlıkların sen ben demeden, herkesin elini taşın altına koyarak yapılacağını da unutmamak gerekir.
Belediyelerin görmezden geldikleri yapıları yapanların o belediyelere izin vermeleri için ne tazyikler uyguladığını da bilmeyen olmaz. A kişisine verilen kaçak katın alınması için dünyayı ayağa kaldıranların da bahsi geçen belediyeler ve izni verenlerden daha masum olduklarını kim savunabilir. Ya da malzeme eksiğinin yakalanmaması için elinden geleni yapanı..
Yanlış anlaşılmasın, işin başındakilerin sorumluluklarını azalmaya çalışmıyorum. Sadece olan bitenin, özellikle oy kullanırken tercihlerin günlük çıkarlar uğruna olduğunu hatırlatmaya çalışıyorum.
Tabi ki, eğer bir makamdaysanız o makamın hakkını vermenin gereğini yapmanın asıl işiniz olduğunu unutmamak gerekir. Birilerinin istediklerini bugünün çıkarları uğruna verenler, yarın insanların başlarına gelenlerden mutlaka sorumludurlar.
Bu sorumluluk, insanların hayatından daha değerli olamaz, olmamalı da…
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları
02 Kasım 2024 Köşe Yazıları