logo

ÇOCUKLARLA OLUMLU SÖZEL İLETİŞİM NASIL KURULUR?


Gülsüm Ceylan
gulsumcansiz1@hotmail.com

Anne ve babalar, çocuklarıyla sağlıklı bir ilişki için mümkün olduğunca direkt, net ve etkin bir iletişim kurmaya çalışmalıdır. Bu durum, çocuklarla ebeveyn arasındaki bağların daha güçlü olmasını sağlar.
Anne ve baba, çocuklar için hayattaki en önemli rol-modeldir. Bu nedenle onların sahip olacağı iyi iletişim becerileri çocukları tarafından da benimsenecek ve onların, arkadaşlarıyla ve toplumdaki diğer bireylerle sağlıklı iletişim kurmalarını sağlayacaktır. Çevreyle sağlıklı iletişim, çocukların özgüvenlerinin artmasına ve sağlıklı kişilik gelişimlerine yardımcı olacaktır.
Çocuklarınızı anlamaya çalışın
Anne-babalar, doğru konuşma tekniğine sahip olmanın yanı sıra iyi bir de dinleyici olmalıdır. Çocuğu dinlerken, onun sözel ifadelerini algılamaya çalışarak vücut dilini gözlemlemeli, duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışılmalıdır. Onunla; güvene dayalı, açık ve etkili bir iletişime geçebilmek için, arada güven bağı oluşturulmasına özen göstermelidir. Onun duygu ve düşüncelerini rahatça açıklayabilmesine fırsat verilmelidir.
Küçük yaşta oluşturulan güven bağı, özellikle iletişim sorunlarının sıkça yaşandığı ergenlik döneminde, çocuğun ailesine daha rahat açılmasını sağlayacak ve olası kaygılarını daha rahat ifade etme imkânı tanıyacaktır.
Kendini ifade etmesine izin verin
Çocuklarınızı tehdit etmeyin. Tehdit, çocukların kendilerini güçsüz olarak algılamalarına ve karşı taraftan intikam alma duygusuna yol açar. Çocuğunuz konuşurken hemen onun sözünü kesmeyin ve siz konuşmaya başlamadan önce onun cümlesini tamamlayıp kendini ifade etmesine fırsat verin. Bu çocuğunuza özgüven verir ve içine kapanmasını önler.
Bu tür bir yaklaşımı çocuk genellikle kendisine yönelik kişisel bir saldırı olarak algılar. Çocuğunuzun ifadeleri ve davranışları karşısında fazla eleştirel olmayın. Bu tür bir yaklaşımı çocuk genellikle kendisine yönelik kişisel bir saldırı olarak algılar ve size karşı olumsuz duygu beslemeye başlar. Eğer çocuğunuzda olumsuz bir davranış gözlemliyorsanız, onun doğrudan kişiliğini hedef almak yerine sadece olumsuz olan davranışını eleştirin.
Sağlıklı iletişim için çocuklarınızla göz teması kurun
· Çocuğunuza adı ile hitap edin. Herkesin kulağında kendi ismi bir müzik tınısı uyandırır. Bu, çocuklar için de geçerlidir; dolayısıyla onlara önce kendi adları ile hitap ederek dikkatini çekin ve size odaklanmasını sağlayın. Daha sonra mesajınızı iletin.
· Çocuğunuzla konuşurken göz teması kurun, bunun için onunla konuşurken aynı yükseklik seviyesinde olmaya özen gösterin. Gerekirse sandalye ya da yere oturun. Çocuğunuzu ismi ile çağırdıktan sonra, mesajınızı iletmek için çocuğunuzun sizinle göz temasına geçmesini bekleyin.
· Çocuğunuza mesajınızı direkt emir kipiyle iletmek yerine, seçenekler sunun. Örneğin masayı boyayan çocuğunuza “Masayı boyama!” demek yerine, masayı boyamanın yanlış olduğunu, beyaz kâğıda resim yapabileceğini demek daha doğru olacaktır.
· Mesajınızı basit cümlelerle iletin. Özellikle küçük çocuklar birden fazla ve karmaşık mesajları, sağlıklı olarak algılayamazlar, bu da doğal olarak mesajınızı anlamsız kılar.
· Davranışlarınızla çocuklarınıza örnek olun. Çocuk çevresinde ne kadar çok iyi örnek görürse kendi davranışlarını da o ölçüde düzgün biçimlendirir.
Açık uçlu sorular sormalısınız:

  • Gittiğimiz yeri sevdin mi? Cümlesinin yerine…
  • Orada seni en çok ne heyecanlandırdı?
    İletişimi başlatan cümleler kurmalısınız:
  • Her şeye bilmiyorum diyorsun. Ne demek bilmiyorum sen bilmezsen kim bilecek. Cümlesinin yerine…
  • Peki, bir düşün bakalım eğer bilseydin cevabı ne olurdu?
    Çözüm becerisi kazandırmalısınız:
  • Yapabilirsin daha denemeden hemen vazgeçiyorsun.
  • Bunu yapmak için neye ihtiyacın var? Ya da yapabiliyor olsan nasıl yapardın?

Share
559 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

6+6 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...