Çocuklardaki Korkular
Korku her duygu gibi sağlıklı olan tehlikeyi hissettiren böylece vücudumuza savaş ya da kaç tepkisini verdiren işlevsel bir duygudur. Korku hayatımızın her döneminde olsa da çocukluk çağı korkularında çocuğun korkuyla nasıl başa çıkacağını bilemediği bir durum söz konusudur. Bu şu nedenden kaynaklanır: Çocuklukta düşünme becerileri henüz gelişmemiştir. Fark etmişsinizdir bu yüzden çocuklar hemen hemen her şeye inanır. Bu nedenle anne baba ya da öğretmen değil sadece, herkesin bir çocuğun korku durumunda nasıl davranacağını bilmesi gerekir. Çünkü çevremizde mutlaka çocuklar olur. Çocuğun korku seviyesini arttırmamak bile çocukluk çağı korkularında önemli bir yere sahiptir.
2-3 yaş itibariyle çocuklar hayal kurmaya başlarlar. Hayal dünyasında çok çeşitli yaratıcı nesneler, durumlar olabileceği gibi çevresinden duyduklarıyla ya da gördükleriyle çok karamsar senaryolar, hiç kimsenin başa çıkamayacağı canavarlar, terk edilmeler olabilir. Bu durumu ağlayarak, üzülerek gösterebilirler veya ebeveynlerinin yanından hiç ayrılmayarak da gösterebilirler. Çocuklar büyümek için yetişkinlere ihtiyaç duyarlar. Çocuğun düşünce dünyasında anne babanın gitmesi, yalnız kalacağını düşünmesi, çeşitli canavarların ya da tehlikeli durumların artması çocuğun elini kolunu bağlar. Bu yüzden çocukların yanında seçici konuşmalar yaparız. İsteriz ki keşfetsin, soru sorsun, öğrensin. Korkular geliştirip yetişkinleri kendi yanında daha çok istemesin. Aileler de çocuğun korku durumu nedeniyle kendilerin elini sıkı sıkı tutmalarını iyi bir durum olarak görmesinler. Çünkü çocukluk yavaş yavaş aileden bağımsızlaşmayı, kendi ihtiyaçlarını görebilme becerisi kazanmayı gerektiren her dönem gibi geçici bir dönemdir. Bu yüzden aileler çocuğun büyümesine izin vermelidirler.
Korkuyla baş edilmez. Korku her zaman vardır. Çocukluk çağı korkularında çocuğun korkusunu kabul etmek önemlidir. Ondan korkulur mu, bebek gibisin gibi cümleler zaten korkmuş ve sinmiş çocuğa yüklenmek anlamına gelir.”Çok korkmuşsun, kendini korumak için buraya saklanmışsın” gibi çocuğu dışarıdan gördüğümüz durumları yansıtarak başlayabiliriz. Sonrasında ise şu anda güvende olduğuna dair sakinleştirici cümleler kurabilirsiniz. Sarılabilirsiniz. Devamında ise çocuğu güçlü hissettirecek çalışmalar yapabilirsiniz. Mesela resim yapmak rahatlatır. Çünkü istediğimiz renk boya kalemini seçeriz, bize ait beyaz bir alan vardır. Aynı şekilde masal anlatıyoruz diyelim masalın sonunda ne olsun sence diye sorabilirsiniz. Onun istediği oyunu, size saçma gelse dahi, tekrar tekrar oynayabilirsiniz. Ya da oyun oynarken onu düzeltmeden kurduğu evrende istediği şeyi yapmasına olanak verebilirsiniz. En yaygın yapılanı çocuğu mutlu etmek için istediği bir şeyi almak olur, aşırıya kaçılmadığında bu da olur neden olmasın.
Özetleyecek olursak korkular hep vardır, çocuğun güçlü hissettiği alanları arttırmak korkuyu azaltır, çocuğu özgürleştirir. Çocuğu disipline ederken bunu yapmazsan annen olmam, yaramazlık yaparsan polisler götürür cümlelerini çocuğa kullanırsak kendimize bağımlı hale getirmiş oluruz.
Son zamanlarda çokça olumsuz durumlarla karşılaşıyor haliyle daha temkinli olmaya başlıyoruz. Korku gibi olumsuz duygular daha kolay aktarılır unutmayalım. Kontrol edebileceğimiz alanlara odaklanırken çocuğun alanını daraltmayalım. Çocuğu olumsuz durumlardan korurken korkulardan korumak için de dikkatli olmalıyız.