logo

Boşanma Davalarında Velayet


Murat Gül
avukatmurat55@gmail.com

Velayet konusu boşanmaya karar veren çiftler açısından çoğu zaman anlaşmazlık konusu olmaktadır. Aile mahkemesi hakimi, çocuğun velayeti konusunda geniş bir takdir hakkına sahiptir.

Hakim, takdir hakkını çocuğun menfaatini ön planda tutarak kullanır. Tabi ki tarafların da yargılama sürecinde çocuğun menfaatine olan hususları delil olarak mahkemeye sunması gerekmektedir.

Çocuğun menfaati dediğimiz de aklımıza şu hususlar gelmelidir: çocuğun yaşayacağı ortam, alacağı eğitim, bakımı vs. Kısacası, çocuğun maddi manevi ihtiyaçlarını hangi taraf daha iyi karşılayacak ise hakim, çocuğun velayetini o tarafa verir. Bu konuda çocuğun fikrinin de alınması gerekiyor ve çocuk fikrini beyan edebilecek yaşta ise, psikolog veya pedagog eşliğinde çocuğun beyanı da göz önünde bulundurulur.

Hakim tarafından velayetin kime verileceği takdir edilirken, değerlendirmeye esas alınacak durumlardan biri de çocuğun yaşıdır. Zira henüz anne bakımına muhtaç olan bir çocuğun anneden alınarak babaya verilmesi, sağlık ve kişisel gelişim açısından çocuğa büyük zararlar verebilir. Dolayısı ile anne şefkatine ihtiyaç duyan küçüğün belirli dönemlerde anneye velayetinin verilmesi gerekecektir.

Durumu detaylı bir şekilde anlatacak olursak şu şekilde açıklayabiliriz; Hukukumuzda 0-3 yaş arasındaki çocukların anne bakım ve şefkatine muhtaç oldukları kabul edilmektedir. Çocuğun yaşının 3-7 arasında olması halinde ise, çocuğun annenin bakım ve şefkatine daha az muhtaç olduğu görülmektedir. Yalnız bu dönemde de genel olarak çocukların velayeti anneye verilmektedir.

Bu durumlar kanun nezdinde bizzat düzenlenmiş olmasa da, Yargıtay kararları genelde bu yönde verilmektedir. Genel olarak kararlar bu yönde olsa da annenin çocuğa kötü davranması veya annenin kötü hayat tarzı sürdürmesi gibi durumlarda çocuğun velayeti anneden alınarak babaya verilir. Okul çağına gelmiş, biraz da olsa kendini ifade edebilen çocukları, hakim pedagog eşliğinde dineldikten sonra velayete karar verebilir.

En başta belirttiğimiz gibi bu durumda da hakimin takdir yetkisi bulunmaktadır. Yalnız Yargıtay, vermiş olduğu kararlarda, 8 yaşından büyük olan çocukların mahkeme huzurunda dinlenildikten sonra velayetine karar verilmesini uygun görmüş olması; çocuğun beyanlarının, hakimin takdirini büyük oranda etkileyeceği kanaatini bizlerde oluşturmaktadır.

Velayete karar verildikten sonra, velayetin hep aynı tarafta kalacağı da kesinlik teşkil etmez. Tarafların süreç içerisinde, hayat şartlarının değişmesi, çocuğun menfaatinin de değişkenlik göstermesi, velayetin taraf değiştirmesine sebep teşkil edebilir.

Share
1288 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

8+3 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...