logo

BİR HİKÂYE


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

Hikâyeyi rahmetli Süleyman DEMİREL anlatmıştı. Hikâye şöyle;
Anadolu’nun bir köyünden yurttaş, zamanın başbakanına çok dertli bir mektup yazar.
– Sayın Başbakanım,
“Köyde tek odalı toprak zeminde bir evim var. Evliyim, dört çocuğum var. Eve sığmıyoruz. Çok bunalımdayım, ne olur bana yardımcı olun.”
Başbakan dertli vatandaşa şöyle bir cevap verir:
– Muhterem Mehmet Bey,
“Öküzlerini, ineklerini, keçilerini, tavuk ve hindilerini de çocuklarınla birlikte o tek odaya doldur. İki üç gün böyle bekle, bak çok rahatlayacaksın” der.
Mehmet Bey, başbakanın dediğinde bir keramet vardır düşüncesiyle söyleneni hemen yerine getirir.
Kendisi, eşi, dört çocuğu, öküzleri, inekleri, danaları, tavukları, hindileri hep birlikte toprak dam odaya doldurur. Kapıyı kapatır.
Üç dört gün beklemesi gereken Mehmet Bey üç dört saat bile beklemeden bunalımdan sabrı taşar. Çocuklar, eşi ve kendisi odada bırakın oturmayı, yatmayı nefes bile alamaz duruma gelirler.
Hayvanların koro gibi çıkardığı sesler, pisliklerinin kokusu aman Allah, dayanılır gibi değil.
Adam, hemen başbakana tel çeker, durumu anlatır.“Ölüyoruz başbakanım, bize çare bul, yetiş” diye yalvarır.
Başbakan, telgrafa hemen cevap verir.
– Mehmet Bey,
“Odayı hemen boşalt, güzelce bir temizle, kapıyı bacayı aç havalansın, ondan sonra da sadece eşin ve çocuklarınla birlikte evine yerleş sonucu bana bildir” der.
Mehmet Bey hemen gereğini yerine getirir. Eşini, çocuklarını temizlenmiş, dam odasına doldurur.
– Oh be dünya varmış der. Oturur başbakana uzun bir teşekkür mektubu yazar. Özetle şöyle der.
– “ Sayın başbakanım, bizi sıkıntıdan kurtardın, Allah seni başımızdan eksik etmesin” der.
Özgürlük hakkımızı kullanamıyoruz, seyahat hakkımız kullanamıyoruz. 65 yaş üstüyüz sokağa çıkıp güneş alamıyoruz. Evlerde kaz badiğine döndük.
Ne olur özgürlüğümüzü geri ver de insan olduğumuzu bilelim.
Hikâyedeki gibi dua edenler olur belki !…

Share
276 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

6+7 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...