Geçtiğimiz hafta cumartesi pazar günlerin ilkbaharın iyi yaşanmaya başladığı bizim bahçenin unutulmaz neşesinden belliydi.
Çocuklar, torunları iki gün peş peşe sanki Hıdırellez yaptılar.
Hava oldukça güzel, ağaçlarda rengarenk çiçekler. Sanki pamuk tarlası Aynur, Sema, Hatice ellerinde semaver, o ağacın dibine mi oturalım, şu ağacın dibine mi oturalım..
Biz de anneleri ile bahçenin neresine hıyar kabağı dikelim onu tartışıyoruz.
Sonradan benim kafam attı. Çocuklar ellerinde semaver, senin peşinde koşuyor. Bir bak sağa sola, sende hala hıyar kabağını şu köşeye mi dikelim. Bu köşeye mi dikelim(?) diye uğraşıyorsun, ulan bu sonuçta hıyar kabağı, nereye diksen olur” deyip işi noktaladım.
Kısacası cumartesi, Pazar bizim bahçe vur patlasın, çal oynasın.!..
Suriye sınırında İbrahim Tatlıses bir asker türküsü olan “yaylaları” söyler, devleti aliyemizin büyükleri vur patlasın, çal oynasın yaparlar Bafra’da şehit cenazesi toprağa verilirken ben hıyar kabağı dikmişim çok mu?..
Ben hıyar kabağı yetiştirerek üretime katkıda bulunuyorum hiç değilse “yaylacılar” dan farkım bu.
Bu ülkede hıyar kabağına çok ihtiyaç var bunu bilelim.
Bu ülkede bol bol hıyar kabağı var da neden onun gibi her mevsim bal kabağı yok?..
Şimdi biliyorum okurlarım dertlenecek. “Bu hıyar kabağı amma da tat verdi” diyecekler. Bal kabağının olmadığı yerde hıyar kabağı elbette tat verir.!..
Sizleri fazla yormadan birazda Nasreddin Hoca fıkraları anlatalım.
Nasreddin Hoca ile Timur (Aksak Timur) aynı yüzyılda yaşamışlar ve Timur hocayı hiç sevmez, sıkıştırmaya çalışırmış
Timur bir gün hocayı makamına (tahta) çağırmış, hocaya sormuş,
– Hoca dünyanın ortası neresidir?
Hoca hemen yanıt vermiş,
– Eşeğimin bastığı yer” demiş.
Timur,
– Ne bileceğiz” demiş
Hoca yanıtlamış
– Ölçüp bakacaksın” demiş,
Olacak gibi değil,
Timur tekrar sormuş
– Benim kafamda ne kadar saç teli var?..
– Eşeğimin sırtında ne kadar kıl varda senin başında da o kadar kıl var. İsterseniz saydırırsınız” demiş.
Timur iyice sinirlenmiş hışımla sormuş hocaya,
– Peki hoca söyle bakalım,
– Benim sakalımda ne kadar kıl var?
Hoca hemen yapıştırmış cevabı,
– Benim eşeğin kuyruğunda kaç kıl varsa senin sakalında da o kadar kıl var.
İnanmazsan bir kıl sizin sakalınızdan bir kılda benim eşeğin kuyruğundan çekelim. Denk gelmezse asın beni” der hoca.
Fakat ne mümkün, Timur iyice sinirlenir ama yapacak bir şey yok.
Demek ki Timur bile bu gün ki demokrasilerden daha çok hoş görülüymüş.
Timur, gene bir gün Nasreddin hocayı çağırır,
– Hoca söyle bakalım. Ben kaç para ederim.
Hoca yanıtlamış,
– Beş para edersin Şahım”
Timur hiddetlenir,
– Bire hoca benim sırtımdaki palto bile beş paradan fazla eder”
Hoca,
– Ben de zaten paltoya değer biçtim.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları
02 Kasım 2024 Köşe Yazıları