Bayramlarda özellikle uzun zamandır görmediğimiz tanıdıklarla sohbet imkanı yakalamak insana farklı bir tat veriyor.
Bu bayramda da birçok kişiyle sohbet imkanı yakaladık. İlçe için çok cevap verme imkanı bulamasak da, özellikle iki konunun üzerinde duruldu.
Huzurevi kıyaslaması
Vezirköprü için Huzurevi bitmek bilmez bir beklenti olarak kaldı.
İlk isteyen Vezirköprü olduğu halde Havza’nın siyaseti ağır basmış ve Huzurevi Havza’ya kaydırılmıştı.
Bir başka komşu ilçe Boyabat Huzurevi için çalışmalarını sürdürüyor.
Farklılık burada bir kez daha kendini hissettiriyor.
Boyabat’lı bir yazar Ahmet Küçükbaş “Boyabat Kalesi – Çırabozan Dehlizi” isimli kitabını Boyabat Huzurevi adına bağışlamış.
Diyor ki Küçükbaş, “satmıyoruz, Huzurevi’ne bağış yapana hediye ediyoruz.”
Gerçekten önemli iki işi bir arada yapmayı başarmış. Üstelik kitabın Vezirköprü’den bile ilgi gördüğünü söyleyebiliriz.
Böyle olunca Boyabat Huzurevi’ne kavuşur mu dersiniz?
Yoksa Vezirköprü’de olduğu gibi Boyabattaki hayırseverlerin çabaları sonuç vermeyecek mi?
Boyabat’ın mülki amiri bana ne diyecek, siyasetçileri “devlet yaşlılara bakım aylığı veriyor ne gerek var?” anlayışıyla yaklaşarak çaba göstermeyecek ve Boyabat Huzurevi atılan temeli de çürümeye terk edilerek bırakılacak mı?
Boyabat’ta Devlet yatırımlarının hanesine yazılacak olan böyle önemli bir konuda ‘bekçilik’ yapacak kimse bulunacak mı?
Bayramda konuştuğumuz konulardan biri bu oldu.
Kaçınılmaz konu: YOL
Tabi özellikle dışarıdan gelenlerin her defasında olduğu gibi ‘Vezirköprü yolundan daha zorlu bir yol Türkiye’de kalmamış’ serzenişlerini dinlemek, bu konuda sorulan sorulara cevap verememek bizim için biraz sıkıntılı olsa da, dedik ki; konuların muhatapları ağızlarını açmayıp üç maymunu oynarken, ilçede basın olarak yazmaktan dile getirmekten başka ne yapabiliriz?
Fıkra gibi geçen anekdotu anlatmayı da ihmal etmedik:
Kaymakam Altıner bir toplantıda Vezirköprü’ye ilk geldiğinde Havza’dan dönüp yolu görünce “bu gittiğimiz ilçede zaman nasıl geçer?” diye düşündüğünü söyleyince Ticaret Odası Başkanı Fişekci atılmıştı:
– Kaymakam bey biz ömrümüzü burada geçiriyoruz. Biz ne yapalım?
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları
02 Kasım 2024 Köşe Yazıları