Hayatımızın en önemli konularından birisi kurduğumuz bağlardır. İnsan için diğer insanlarla kurulan ilişki önemlidir çünkü yalnızlık türümüz için uygun değildir.
Hayatımızdaki ilk bağ anne karnında başlar ve doğduktan sonra ise bize bakım verenle kurulur. Eğer ihtiyaçlarımız karşılanıyorsa, ağladığımızda duyuluyorsak, sakinleştiriliyorsak ya da bizimle ilgilenen yanımızda olan bizden sorumlu olan birisinin varlığını hissediyorsak acıktığımızda karnımızın doyurulacağını seziyorsak, güvenli bağlanma oluşur. Diğer taraftan bebekle bakım veren arasında o bağ kurulmamışsa kaygılı/kararsız/güvensiz denilen bir bağ oluşabilir. Çocuk huzursuzluk yaşar. Ne zaman besleneceği, anneyi ne zaman göreceği konusunda endişelidir. Bir diğer durum ise eğer güvenli bağlanma sağlanamamışsa bağlanamamanın yıkıcı etkilerinden korunmak için birey bağlanmaya karşı mesafe alır. Bağlanmadan kaçtığı bir durum vardır. Buna kaçıngan bağlanma denir ve bu kişiler bağlanmaya, ilişkilere karşı kayıtsızdırlar.
Yaşamın ilk yıllarında oluşan bağlanmalarımız tüm yaşamımızı etkiler nitelikte olabilir. Örneğin birey güvensiz bağlanma yaşıyorsa öğretmeninin kendisiyle ne kadar ilgili olduğunu, onu görüp görmediğini düşünürken bulabilir kendini. Ya da kaçınan bağlanma stiline sahip birisi ilişkinin sorumluluklarını almak istemeyebilir.
Bu durumu şu örnek üzerinden daha net açıklayabiliriz. Anne ile çocuk bir oyun alanında bulunuyor olsun. Eğer çocuk güvenli bağlanmışsa arada anneyi kontrol eder ve oyununa devam eder. Bakım verenin orada olduğunu bilir, böylece aklı fikri oyun oynamak olur. Güvensiz bağlanma da ise çocuk annenin hala orada olup olmadığın merak eder sık sık bakar, annenin iyi olduğundan emin olmak ister. Oyuna konsantre olmakta zorlanır. Kaçıngan bağlanmada ise anneyle ilgili değildir, bakım verene karşı kayıtsızdır. Bu durum masum gibi gözükebilir ama bu bireyler yetişkin olduklarında ilişkileri iyileştirmek için uğraşmazlar. Çevrelerindeki insanlara umursamaz gelebilirler.
Yaşamın ilk yıllarında güvenli bağlanmış olsak bile sonraki yıllarda ciddi yaşam olayları güvenli bağlanmayı sonlandırabilir. Sevdiklerimizi kaybetmek, yardım alamamak çaresiz kalmak gibi.
Çocuklukta bağlanma ailemizle olan bağlanmadır. Yetişkinlikte ise çiftler arasında devam eder. Eşimize güvenli bağlanmak isteriz ama çoğu insan bağlanma stilinin farkında değildir ve güvenli bağlanmamışsa ilişkilerde huzursuzluk ya da uzaklaşma yaşanabilir.
Güvenli bağlanmaya sahip kişiler güvensiz bağlanan kişilerin kaygılı halini azaltabilir onların da güvenli bağlanmasına yardımcı olabilirken kaçınan bağlanmayı güvenli hale getirmek daha zordur.
Eğer güvenli bağlanma kurabilmişsek tıpkı güvenli bağlanmış parkta oynayan çocuk gibi bağ kurduğumuz kişilerin orada olduğunu biliriz ve öğrenmeye, işimizle meşgul olmaya devam ederiz. Hayattaki var olduğumuz alan büyür.
Bağlanma tek başına değil karşılıklı bir süreçtir. Yaşamın ilk yıllarında güvenli bağlanma olmamış olabilir ama hani bağlanma biçimine sahip olduğumuzu fark ettiğimizde bunun kendimiz için kader olmaktan çıkmasını sağlayabiliriz. Güvenli bağlanabilmek ümidiyle.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
27 Kasım 2024 Köşe Yazıları
23 Kasım 2024 Köşe Yazıları
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
17 Kasım 2024 Köşe Yazıları