Atatürk’ün sanayileşme, okullaşma ve tarım politikalarından uzaklaşılarak yıllardır devletin uyguladığı yanlış politikaların ülkemizi getirdiği acı tablo bugün hem aklıselim insanları hem de aciz yöneticileri ister istemez kara kara düşündürüyor.
Son olarak 5,8’lik deprem de ne yazık ki yöneticilerin sağlıklı düşünmesini sağlamadı. 10 yılda 8 milyon artan İstanbul’un nüfusu 100/100 katlanarak 16 milyona ulaşmış, bu demektir ki 10 yıl sonra yani 2029 da İstanbul’un nüfusu 32 milyonu(!..) aşacak bu bir öngörü değil. Matematiksel bir gerçek.
Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet Paşa’nın yaptığı, sanayi, okullaşma ve tarımda tüm Anadolu ‘ya dağılarak sürdürülen bu politikalar, buna sağlık da dahil, sürdürülseydi ülke bugünkü sonuca gelir miydi?
İnsanoğlu aş-iş için , çocuklarına daha iyi bir gelecek için ölümü her zaman göze alır!.. Bunun örneği Vezirköprü’ye ortalama ayda bir inşaatlardan düşüp parçalanan cesetler gelmesine rağmen gene de Vezirköprü’den gençlerin inşaatlarda çalışmak için dışarıya akın etmesi durmuyor.
Başka bir örnek: binlerce metre yerin altında kömür ocaklarında çalışmak için kuyruklarda bekleyenler. (hem de asgari ücretle)
Ankara’nın bile içi boşaltıldı. Banka genel müdürlükleri, sigorta şirketleri, tüm finans merkezleri, son olarak T.C. Merkez Bankası taşınıyor.
Peki; Ankara’da ne kaldı(?..)
TBMM, onun da içi boşaltıldı. Başbakanlık, Hükümet zaten kaldırıldı. Ankara’da tek adam kaldı. Onun için de zaten İstanbul’da saraylar çok , hangisinde isterse onda kalır!..
Anadolu’dan bir çığlık olarak acizane önerim var. İyi niyetli bilim insanlarının dikkate alması dileğiyle…
Samsun’dan Adana’ya bir hat çekildiğinde her türlü yatırımların %85i batıda, bunu önlemek için, daha doğrusu tersinin olması için, Samsun, Çorum, Kayseri, Adana hattı baz (merkez) alınacak şekilde, tren karayolu, genişletilmiş havalimanları, tam teşekkül ettirilmiş belli merkezlere üniversiteler tam teşekküllü sağlık kurumları, finans merkezi, başkentte taşınan kurumların yeniden geri taşınması zorunluluğu dahil birtakım önlemler, bir hayal mi(?..) Yapılan hava alanlarının, şehir hastanelerinin, otoyollarının, İstanbul’a yapılan köprülerin tünellerin parasını nasıl olsa halk ödüyor. Bu halk yukarıdaki öneriler yapılınca da parasını öder.
Kimse kaprise kapılmadan bunları düşünmeli, yarın çok geç olabilir!.. İstanbul’a çılgın projede ısrar ederseniz, tüm kaynakları İstanbul’a harcarsanız, bundan kazanacaklar, Türk halkı olmayacaktır. Rantçılar kazanacak, onlar içinde her yer vatandır!.
İstanbul’un başına büyük bir bela gelirse vay güzel ülkemin haline!.. Devletin başındakiler, “muhalefet görevi yapıyoruz” diyenler, yurtseverler, bilim adamları iyi niyetli gazeteciler, sizlere sesleniyorum duyun bunları, duyun ve düşünün bütün bunları. Bir felakette kendimi İstanbul’dan bebek çığlıklarını duyar gibi hissediyorum, sizde hissediyor musunuz? Kim ulaştıracak bu çığlımızı yukarıdaki sorumlulara, “muhalefet görevi” yapıyoruz diyenlere?..
Anadolu’nun sesine, İstanbul ‘un nefesine kulak veren var mı (?) göreceğiz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
17 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları