Akademik Özgüven ve Öğretmenlik Günü
admin vatandas1959@hotmail.com
Özgüven kişinin kendi özelliklerini değerli bulması, kendine inanması ve kendini güvende hissetmesi ile ilgilidir. Okullarda ise akademik özgüven kavramı çocuğun öğrenmeyle ilişkisini gösterir. Akademik özgüvene sahip çocuk; yeteneklerine, kişisel özelliklerine güvenir ve öğrenebileceğine dair inanca sahiptir.
Her yaş döneminin çözülmesi gereken problemler getirdiğini hep konuşuyoruz. Okul döneminde de başarı duygusunu tadabilen bireyler için sosyalleşme, olumlu düşünme, kendini ifade etme özellikleri gelişim gösterir.
Başarıdan kastımız günümüzdeki değişimlerle birlikte matemetik fen bilimleri gibi alanlarda yüksek notlar almak demek değildir sadece. Öğrenciye öğrenmeyi sevdirmek öğrenmeyi keyifli hale getirmek, öğrenmeyi öğretmek başarıyı beraberinde getirecektir. Her bireyin kendini geliştirebileceği yetenek alanları vardır, bu durumun ilk ciddi değerlendirmesini ise genelde öğretmenlerimiz yapar.
Öğrenmeyi seven çocuk için motivasyon da artış gösterir. Birey boşta kalmamak için değil insanda olan merak duygusunu gidermek için bir işe, uğraşa zaman ayırdığında hem kendi doyum alır hem de hizmet sunduğu kişi için faydalı olur. Böylece kişi, takdiri önce kendinden aldığında öz değerini dolayısıyla öz güvenini desteklemiş olur.
Öğrenme zor hale geldiğinde ne olur?
Öğrenciler ilk başta başarısızlıklarına bahane uydurmaya başlarlar. Ödev zordu, okula gitmek istemiyorum gibi. Ardından kolay görevleri seçmeye başlarlar. Üstünkörü ödev yapma, kopya çekme, ödevi başkasına yaptırma, okulla ilgili konuşmama gibi. Sonrasında ise başarı için çaba göstermeyi bırakırlar. Çünkü çocuk öğrenme konusunda çıkmaza girmiştir.
Başarının belirleyicisi yetenek, zeka olsa da motivasyon olmadığında, yapabileceğimize inanmadığımızda uğraşın devamlılığı kaybedilir. Halbuki çocuk gelecekle ilgili hayaller, planlar kurarken buradaki yol haritasını belirleyen etkenin; kendisinin yeterli olduğuna inancıdır der Bandura.
Yapılan araştırmalar ise okul öncesi dönem çocuklarının öğrenmeye istekli olduklarını ancak birkaç yıl sonra öğrenme isteklerinin azaldığını göstermektedir. Bunun sebepleri olarak okulun günlük hayattan uzak olması, rekabet kıyaslama gibi çocuğu zorlayan durumlarla karşılaşılması, grupla öğrenmede çocuğun bireysel özelliklerinin fark edilmemesi örneklerden bazılarıdır.
İşte bu noktalarda cankurtaranlarımız olarak öğretmenlerimiz devreye giriyor. Her çocuk kocaman bir dünya ve öğretmenlerimiz o dünyalara ulaşabilmek için çabalıyorlar. Model oluyorlar. Öğrencilerinin hayatlarına yön veriyorlar.
Mesleğine gönül vermiş tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlu olsun.