Ağlamak
Birisi yanınızda ağladığında zor bir durumda bulabilirsiniz kendinizi. Ne yapacağınızı bilemeyebilirsiniz ve teselli etmeye kalkışırsınız.
Bu, bu kadar üzülecek bir şey değil ki, canını sıkma geçer gibi cümleler kurmak, siz iyi niyetle yaparsınız ama, karşı tarafın duyguları yoğun olduğu için onu genelde etkilemez.
Ağlayan kişi, yanındakinin kendisini susturmasına ihtiyaç duymaz. Hatta böyle yapılırsa genellikle anlaşılmadığını düşünür. İhtiyacı olan yanında olunması, çok üzülmüşsün gibi onda ne gördüğümüze dair yansıtmalar yapılması, konuşmak istediğinde dinleyeceği gibi destekleyici ifadeler olabilir.
Fizyologlar ağlamayı stres karşısında bedenin verdiği bir tepki olarak oldukça sağlıklı ve normal görürler. Eliniz kesildiğinde kan çıkar, kolunuzu bir yere vurduğunuzda acı hisseder kızarıklık görürsünüz, size zor gelen bir durum olduğunda stres oluşur ve buna verdiğiniz tepkilerden birisi ağlamaktır.
Kadınların erkeklerden daha uzun yaşamalarının bir nedeni de erkeklere göre streslerini ağlayarak daha çok gösterebilmeleri olduğu söyleniliyor.
Çoğu durumda olduğu gibi bu durumda da bebeklik ve çocukluk yaşantımıza gidiyoruz.
Küçükken ağlamamız nasıl karşılandıysa biz de yetişkinlikte ağlamaya karşı küçükken öğrendiğimiz tepkileri veriyoruz.
Görmezden mi gelindik, ağladığımıza susmamız için sürekli bir şeyler mi verildi, ağlama bak senin annen olmam mı denildi. Bu örnekler uzar gider. Birazdan polisler gelecek seni götürecek bak denilmiş olabilir, çok mızmızsın, erkek adam ağlamaz denilmiş olabilir gibi.
Özellikle yanımızda bir bebek ağlıyorsa annesine bakınırız, çocuğu neden ağlattığını düşünürüz.
Bebekler hiçbir neden yokken de ağlarlar ve ağlamak susturmak için bir şeyler yapıldığında bastırılmış bir duygu olur.
Hiç mi bir şey yapmayacağız o zaman derseniz, fiziksel temas örneğin sarılma, göz teması, konuşarak cesaretlendirme, rahatlatma olabilir.
Ne olamaz; sürekli bir şeyler verme, sürekli sallama, sürekli dikkatini başka yöne çekme.
Bunların yapılmaması gerekiyor. Anne baba olarak sizin de tahammül sınırınızın aşıldığı durumlarda nadiren başvurmanızda sakınca yoktur ama sürekli ağlamaması için bir şeyler yapılması sağlıklı değil.
Örneğin anne babalar markette çocuk ağlayıp onları zor durumda bırakmasın diye istekleri alınıyor. Çocuk büyüdüğünde istekler de büyüyecektir ve almayı öğrenmiş bir çocuk bir şekilde isteklerini yaptıracaktır. Ya da ağladığında bir şeyler yedirilen çocuk yetişkin olduğunda stresli bir durumla baş etmek için yemek yiyecek ve kilo problemi oluşacaktır.
Bu gibi döngülerin kırılması gerekiyor.
En sevgiye ihtiyaç duyduğumuz anlar en stresli olduğumuz anlardır.
Çok fazla çocuk var sırf annesine babasına daha iyi görünmek için daha az isteklerini belirten, ağlamayan, olumsuz duygularını yansıtmaktan çekinen her şey yolundaymış gibi gözüken.
Bir kaza olduğunda herhangi bir çizik olmasa bile içsel kanama ihtimali gözden geçirilir ve bu durum çok daha tehlikelidir ya, çocukların yanınızda oldukları gibi olmalarına koşulsuz kabul edilmelerine izin verin.
Duyguları kabul edilmeyen çocuklar özgüvenli olamıyorlar.
Kendimizi güvenli hissettiğimiz yerlerde en zorlayıcı olaylar en travmatik yaşantılar bile iyileşebilir.