logo

Affetmek..


Duygu Ceylan
duygu.ceylan.pd@gmail.com

Affetmek kavramı birçok konuyla ilişkili olmakla birlikte bireylerin kişilik özellikleri ve yaşantılarıyla da yakından ilgilidir. Affetmek, farklı tanımları olsa da genel olarak olumsuz bir durumda karşılaştığımızda kendimize, başkalarına ve olaylara karşı kin tutmamak intikam almaya çalışmamak olarak tanımlanmaktadır.
Affetmenin ne olduğunu tanımladığımıza göre ne olmadığını da söylemek yerinde olacaktır çünkü toplumda affetmeyle ilgili bazı yanlış izlenimler bulunmaktadır. Buna göre affetmek; kızgınlığın geçmesi, unutmak, olay hiç yaşanmamış gibi davranmak ya da var olan düzeni bozmamak için olayın üzerine gitmemek demek değildir. Suçlu yine suçludur ve suç yine suçtur.
Affetmek bilinçli olarak, kendimizde var olan öfke, kızgınlık duygularını kabul ettikten sonra karşılaştığımız durumu değerlendirmek, anlamaya çalışmak ve bu durumla ilgili olumsuz duygu durumundan kendimizi korumak demektir.
Affetmekle ilgili bazı sorular karşımıza çıkmaktadır, bu sorular şöyledir: Bazı insanlar affedilmeyi hak edebilir mi, insan affetmekle sorumlu tutulabilir mi, kendi iyiliğimiz için mi yoksa affettiklerimizin iyiliği için mi affetmeliyiz, affedilemeyecek şeyler var mı, başkalarını affetmek bizim kontrolümüzde mi gibi.
Tüm bu soruların cevabı kişiden kişiye ya da yaşanılan duruma göre değişebilir. İnsanlar arası ilişkilerde ve yaşantılarda bir başkasının deneyimi ya da yapılan araştırma sonuçlarına uygun davranmak her zaman mümkün olmayabilir. Psikolojinin sınırlı alanlarından birisidir bu.
Sosyal ilişkilerde hatalar ve yaralanmalar bazen kaçınılmaz olur. Affetme ise bu ilişkilerin yeniden düzenlenmesine yardımcı olur. Sadece ilişkiler için değil var olan toplum düzeni için de affetmek önemlidir. Affetmenin olmadığı kin ve intikam tutumları benimsendiğinde, karşılaşılan haksızlıktan daha yıpratıcı durumlarla karşılaşılabilir. Dini öğretiler de temelde affetmenin önemine dikkat çeker.
Affetme kavramı genelde mağdurun bakış açısından bakılarak anlaşılmaya çalışılmıştır. Affetmeyle ilgili bir diğer kavram da kişinin kendisini affedebilmesidir. Bir başkasını yaraladığımızda; pişmanlık, utanç, isteksizlik gibi durumlarla karşılaşırız. Üstelik kendini affetme kişilerarası ilişkilerdeki affetmekten farklıdır. Kişilerarası ilişkilerde uzlaşma olmayabilir ama kişi kendini affetmediğinde yaşam daha zor hale gelebilir.
Affetmeyi kolaylaştırıcı bazı faktörler olarak; kişinin özür dilemesi, mağdurun suçluyu anlaması ve ilişkilerdeki bağlanma önem kazanır. Yakın hissettiğimiz, sevgi saygı temelli ilişkilerde affetme daha mümkündür.
Affetmek önemli ve ruh sağlığımız için gerekli olsa da affetme durumuna karşı bazı eleştiriler de mümkündür. Örneğin affetmenin yeni bir hatayla karşı karşıya kalma durumunu doğurabileceği ve bu durumun hata yapan kişi için avantaj olabileceği gibi. Burada dikkat edilmesi gereken ise affetmenin; içimize sinmeyen durumların ve var olan olumsuz duyguların yok sayılması olmadığı bu duyguların yaşandığıdır.
Affetme psikolojik iyi oluşun temel koşullarından biridir. Affedemediğimiz durumlar, geçmişi geride bırakamama, yeni kuracağımız iletişimlerde temkinli olmaya zorlanma ve huzursuzluk olarak karşımıza çıkar.
Affetmeyle ilgili bir diğer önemli konu bazen nasıl affedeceğimizi ve yola nasıl devam edeceğimizi öğrenmemiş olmamızdan kaynaklanabilir. Bu gibi durumlarda yetiştirilme tarzlarımız bulunduğumuz ortamlar bazen olumsuz duyguları ve çatışmaları destekleyebilir. Kişilerin ise iyi olma halini seçme şansı her zaman vardır.
Çünkü insanlar güçlüdür ve sorunlarla başa çıkabilir varlıklardır. Gerektiğinde en etkili yardım mekanizmalarını bulabilirler. Bazı olumsuz ortamlardan uzaklaşabilirler ya da uzman desteği alabilirler.

Share
1233 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

4+9 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...
  • Bu İlçeye bir MÜZE yakışır

    06 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Vezirköprü'de eski bir Vezirköprü evinin restorasyonu yapılarak bir müze oluşturulması sağlansa, ilçenin turizmine oldukça büyük katkısı olmaz mı? Vezirköprü'de Oymaağaç Kazılarının ilk başladığı günlerde bile buradan çıkan materyallerin Samsun Müzesi'nde değil, Vezirköprü'de oluşturulabilecek bir MÜZE'de sergilenmesi gerektiğini söylemiştim. O dönemde Belediye'nin Ganioğlu'ndaki Zabıta yapılan bina henüz inşaat halindeydi. Vezirköprü'nün Taş Medrese'sinin kütüphane olarak kullanılmasının değil, bir arkeoloji müzesi olarak kullanılmasının d...