Adli hata mı? Boşu Boşuna Düzce’li bir sürede Vezirköprü Cezaevinde Kaldı Ordu’da Öldürülen “Dursun Aydemir” Yanlışlığı Hasan Ersoylu’yu Kurtardı 20 Aralık 1998 Pazar

Geçtiğimiz hafta 5 çocuklu 52 yaşındaki marangoz Hasan Ersoylu, Vezirköprü Cezaevinden alınıp Ordu Ağır Ceza Mahkemesine götürülmüştü. Orada görüşülen “İade-i Muhakeme” talebi olumlu karşılandığı için, bu davanın duruşmasının tutuksuz yapılmasına karar verildi. Birkaç ayı Vezirköprü’de olmak üzere yaklaşık dört yıl cezaevinde kalan Hasan Ersoylu 29.9.1994 tarihinde Ordu’da Dursun Aydemir’i öldürmekten 20 yıla mahkum edilmiş, Yargıtay bu kararı yerinde bularak onaylamıştı… Karar Ordu Ağır Ceza Mahkemesinin Yargıtay’ca onanan kararı: özetle (mealen) şöyle idi: “Sanık müsnet suçu işlemiştir. Her ne kadar Jandarma da işkence ile suçu kabul ettim demişse de, aynı ifadeyi hakim ve yerel televizyon önünde de tekrar etmiş, cinayeti işlediğini itiraf etmiştir. Maktülün eşi ve çocukları da gösterilen cesedi babaları Dursun Aydemir olduğunu söyleyerek teşhis etmişlerdi. Neticede: Hasan Ersoylu’ya 20 yıl 10 ay hapis, 266 bin 66 kuruş para cezası verilmiş, ayrıca kaçak silah için de bir yıl ceza daha eklenerek 18.10.1995 tarihinde mahkumiyet kararı verilmiş, Yargıtay bu kararı 29.05.1996 tarihinde onaylayarak kesinleştirmiştir.     Savcının Bulduğu Belge Hasan Ersoylu kocaman 4 yıl 1460 gün özgürlüğünden yoksun, işinden, gücünden, ailesinden ayrı kalp hapis yattıktan sonra Düzce Savcısının orada 29.09.1992 tarihinde öldürülen Dursun Aydemir’in üzerinden çıkan evraklar arasında kimliğini belirleyen evrakı bulması üzerine kara talihi değişmiştir.  Ordu’da öldürülen cesedin Dursun Aydemir’e ait olmadığı Cumhuriyet Savcısının bulduğu belgeyle ortaya çıkmıştır. Hasan Ersoylu Ordu Ağır Ceza Mahkemesine bulunan bu evrakla başvurarak “İade-i Muhakeme” kararı talep etmiş, bu talebi kabul edilerek serbest bırakılmıştır. Talihsiz sanık Ordu’da serbest bırakılınca Vezirköprü’ye cezaevine getirildi. İşlemleri bitirilip polise sevk edildi. Geçtiğimiz Perşembe günü de Düzce’den gelen sivil astsubay nezaretinde lüks 34 MCR 12 plakalı Mercedes’le Düzce’ye götürüldü.Yap, 15 Gün İşlet Sat!…Salim Yücel Kale Hamamını Sattı Devam etmez bu işe Salim Yücel, diyenlere biz hep aksini söylüyorduk. Kale hamamı öyle güzel olmuştu ki, bir giren bir daha girmek istiyor; her tarafta sözü ediliyordu. Sauna gibi tarçın kokan sıcaklığı vardı Kale Hamamının… Sanki sauna idi her taraf tertemiz olmuştu. Perşembe günü akşam saatlerinde gazeteye gelen telefonla şaşırdık kaldık. Gerçi 15 günü geçmiş, Yücel’in işe başlaması 16.güne gelmişti. Telefonda: -Salim Kale hamamını satmış!.. -Nasıl? Dedik. -Anlatayım diye konuştu karşıdaki… 87 model taksi, 1 sepetli motosiklet, 1 Arçelik televizyon, 1 mutfak robotu, biraz para ve bir senet alarak… -Kime? Telefondaki biraz yutkundu, sonra: -Klink Nuri diye birine, ortağı da Vezir hamamını işletiyormuş; herhalde Tokat’lıymış! -Peki Salim bir iş düşünüyor mu? Diye sorduk. -Salim yap, 15 gün işlet sat!… Formülü ile tanınır. Şimdi kireç ocağı veya fırın almak için uğraşıyormuş. Biz çok üzüldük seveni olarak…