Bekir Özata’nın Belediye Başkanı olduğu yıllardı.
Bir grup genç öğrenci ile birlikte Vezirköprü’ye gelenler eski evleri gezerek SİT alanı (korumaya alınacak alan) olabilecek tarihi mekanları işaretliyor ve kayıt ediyorlardı.
O zaman mahallelerde çokça itiraz duymuştuk.
Evin penceresinde cumba var, SİT alanı. Ahşap kirişler var, SİT alanı. Eski yapıyı andırıyor, SİT alanı.
Velhasıl ciddi hiçbir inceleme olmadan, 1943 depreminden sonra yapılmış, o zaman için 50 yıllık bile olmayan evler SİT alanı olarak işaretlendi.
Peki işaretlendi de ne oldu? Vezirköprü’nün bu birazı az, birazı çok eski evleri resmen lanetlendi.
Çünkü o tarihten sonra, Vezirköprü’de SİT alanı olarak belirtilmiş evlerin ne tamiratına izin verildi, ne yapılmasına.
Çünkü, bu evlerin tamiratı için Trabzon’a Anıtlar Kurulu’na giderek resmi izin alınması gerektiği söyleniyordu. İddialara göre izinsiz ‘çivi çakmak’ yasaktı.
Devlet bu evlerde oturanların evlere bakmasını yasaklamıştı yani. Ancak büyük bir sıkıntı daha vardı, Anıtlar Kurulu buralara kendisi de bakmıyor, bu sözde tarihi evlerin yaşaması için hiçbir adım atmıyordu.
Oysa ki, Ordu’da bazı SİT alanındaki evlerin %80’e kadar hibe verilerek aslına uygun şekilde yapıldığı haberleri o günlerde vardı.
Aradan neredeyse 25 yıldan fazla geçti.
Bugün gelinen noktada aradan geçen bunca yıla rağmen en ufak bir değişiklik yok.
Vezirköprü’nün merkezdeki bazı bölgeleri bu yüzden harabe şekilde duruyor.
Köprülü Mehmet Paşa Camii karşısındaki bina olsun, Çifte Hamamın karşısındaki bina olsun. Daha birçok yer.
Hem etrafa tehlike saçıyorlar, hem de harabe görüntüleriyle ilçeye yakışmayan bir şeklide duruyorlar.
Fatih Sultan Mehmet ilk kez 12 yaşında tahta oturduğunda bunu fırsat bilen Haçlı Ordusu Tuna’yı geçerek Osmanlı topraklarına saldırıya geçmişti.
Fatih, babası 2. Murad’a mektup yazarak şöyle demişti: “Baba eğer padişah siz iseniz geliniz ve ordunun başına geçiniz, yok eğer padişah ben isem size emrediyorum gelip ordunun başına geçiniz”
Anıtlar Kurulu, bu evlerin sahibi siz iseniz gereğini yapınız, yok mülk sahipleriyse rahat bırakın onlar istedikleri gibi yapsınlar.
Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz dayım Uğur Kaptanoğlu’nun cenazesinde bizleri yalnız bırakmayan dostlarımıza teşekkür ederim.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları
02 Kasım 2024 Köşe Yazıları