Son Dakika
Kadın ve erkek cinsiyetinin sahip olduğu özellikler doğuştan bellidir. Cinsiyet özelliklerimizi 3-5 yaş arasında fark ederiz ve bir yaşam boyunca bu özellikleri taşıyacağımızı biliriz. Çocuk da kendi cinsiyet özelliklerinin ondan beklentilerini öğrenmeye başlar çünkü kadın ve erkek cinsiyet özelliklerinin yanında toplumun kadına ve erkeğe atadığı cinsiyet rolleri vardır. Öyle ki kız ve erkek çocuklarının oynadığı oyuncaklar farklılık göstermeye başlar. Cinsiyet özelliklerimiz doğaldır ama toplumsal cinsiyet rolleri insan icadıdır. Kadına ve erkeğe;” Kadın sen böyle ol, erkek sen böyle ol ve olmalısın da “ diye söyler. Bu sadece erkeksilik kadınsılıkla kalmaz babalık, annelik, kayınvalidelik, abilik, ablalık gibi sonradan sahip olduğumuz rollere de eklenir. Örneğin kardeşi olan çocuğa; “Sen artık abla abi oldun, onu sen koruyacaksın.” gibi yüklemeler yapılır. Aileye yeni katılan ve neredeyse tüm ilgiyi normal olarak üzerine çekmiş yeni doğana karşı kıskançlık ve yeni dönemin getirdiği alışma süreci büyük çocukta çeşitli duygular oluşturacaktır. Çocuğun yeni doğana karşı hissettiği çelişkili duygular gayet normaldir ama bir çocuğa koruma görevi yüklemek zordur. Üstellik çoğu zaman büyük çocuğun koruması gereken bir durum da yoktur. Durum böyle olunca çoğu çocuk kardeşinin sorumluluğunu almamak için ilerleyen yaşlarda farklı sosyal ortamlar tercih ederler.
Tıpkı yukarıdaki büyük çocuğa yüklenen rolde olduğu gibi toplumsal cinsiyet rollerine sıkı sıkıya bağlı kalmak birçok aileyi zor durumda bırakır. Evin geçiminden erkek sorumludur, kadın evden sorumludur, yuvayı dişi kuş yapar gibi ifadelerle aile üyeleri birbirlerinden kesinlik belirten beklentilere sahip olurlar. Örneğin ailede iş değiştirme sürecinde olan ya da bekleme sürecinde olan bir erkek için bu durum oldukça zordur. Bu süre kısa olsa bile erkek kendini yetersiz hissedebilir ya da hissettirilir. Kadın çalışsın ya da çalışmasın, evin işlerinden sorumlu olması, mutfaktan sorumlu olması, çocukların bakımından sorumlu olması, eşine karşı bakımlı olması gibi beklentilerle yıpranabilir. Kadın çoğu zaman bunları yapabilse de her zaman yapmaya çalışmanın tükenme durumunu mutlaka yaşayacaktır. Böylece kadın ve erkekten beklentiler aile ilişkilerini zorlaştırır, evlilikler çıkmaza girer.
Beklentileri bir kenara bırakırsak gerçek hayatta, kadın ve erkeğin yapabileceği şeyler o kadar kesin sınırlarla ayrılmış durumda değildir. Yemek yapıyor olmak bir erkeği kadınsı yapmaz. Yani hayatı kolaylaştırmak adına aile içinde sorumlulukları paylaşmak cinsiyet değiştirmek anlamına gelmez.
Hayatın bize sunduklarına ve getirdiklerine karşı yeni davranışlar belirlemek hayatımızı kolaylaştıracaktır. Kendimizi diğerlerinin yaptıkları yapmadıklarıyla, bizden beklentileriyle fazlaca meşgul edersek hayatımızı zorlaştırırız. Evimizin kapısını kapattığımızda, biz izin vermedikçe hiçbir toplumsal beklenti evimize giremez. Böylece aile üyeleri, yaşamın problemlerine karşı çaresiz eli kolu bağlı olmak yerine yeni çözüm yolları bulurlar.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
23 Kasım 2024 Köşe Yazıları
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
17 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları