logo

ELİMİZDEN ALINANLARA KUZU GİBİ OLMAYALIM


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

Bu günlerde yüreğime acı veren bir olay yaşıyorum. Bu yaşadığım acıyı anlatabilmek için 1970’li yıllara kuş bakışı bakmak istiyorum.
1970’li ve daha önceki yıllarda Vezirköprü’de yatılı tedavi yapmak için hastane yoktu. Hastane olmayınca doğal olarak uzman doktorda yoktu.
Önceleri orman işletme binasının orada “revir” denen sağlık ocağı gibi bir yer vardı. Tek Pratisyen Doktor vardı. Orada sağlık hizmeti verilirdi.
Daha sonraki yıllarda şimdiki Atatürk okulunun oraya sağlık ocağı gibi, iki katlı bir bina yapıldı. Birkaç odasına da yataklar konmuş, tek pratisyen hekimle orada uzun yıllar hizmet verildi. Ta ki; şimdi babalarının malı gibi TOKİ’ye verdikleri hastane hizmete açılana kadar.
Basit bir yaralının bile tedavisi yapılamıyor, apandisit patlamasından onlarca insan hayatını kaybediyordu. Samsun’a, Merzifon’a jeeple yetiştirmeye çalışırken benim kucağımda bile apandisit patlaması sonucu hastalar ölmüştü. Bunlardan bir tanesini de “Acı ama gerçek” başlıklı yazım ile konu etmiştim.
İşte tüm bu acıları yaşayan insan sever, Vezirköprü sever, bir elin parmakları kadar insan bir hastane yaptırıp vatandaşa derman olmak için kolları sıvadılar.
Kimlerdi bu Vezirköprü severler?
Rahmetli Bekir Özata, Hacı Selahattin Tuncer (Kapik Selahattin), Dr. İbrahim Sezen ve Vefai TEK’ER gibi ismini hatırlayamadığım birkaç kişi daha el ele vererek hastane yaptırmaya karar verdiler.
Önce arsa alınması lazımdı. O yıllarda Vezirköprü’nün Yeşilada, Alancık ve Kaplancık köylerinde çeltik üretimi yapılıyordu.
O köylerden Çeltik, diğer köylerden buğday toplanarak arsa alındı.
Cezaevi arsası ile halkın bağışı ile alınan hastane arsasının takası hakkında Göktan geçen hafta kısmen yazmıştır. O konuya girmeyeceğim.
Şunu belirteyim ki; TOKİ’ye peşkeş çekilen bu Hastanenin arsası ile binasının bir bölümü ben de dahil Vezirköprü halkının öz malıdır.
Yukarıda bir kısmının ismini yazdığım insan sever ve Vezirköprü sever insanların ölenlerinin gömütlerinde kemikleri sızlar, sağ olanlar da bu haksızlığı yapanlara hakkını helal etmez.
O yılların kaymakamlarının da içi sızlar.
Köylerden traktörü ile hastane arsası ve inşaatı için toplanan çeltik ve buğdayları ilçeye para almadan taşıyan kişilerden sağ olanlar var. Onları tanık göstererek hastane arsasını TOKİ’ye veren kurum hakkında dava açacağım. Bunun için cesur bir avukat arıyorum.
“Vezirköprü halkı koyun gibidir” diyenlere kuzu olmadığımızı gösterelim.

Share
567 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

1+2 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...