logo

İŞ – AŞ- EKMEK


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

Gönül ister ki, okurken insana huzur ve sevinç veren yazılar yazalım, ne yazık ki mümkün olmuyor.
Hafta geçmiyor ki, iş, aş için başka yerlere çalışmaya giden, inşaattan düşerek ölen bir Vezirköprü’lü yoksul gencin cenazesi gelmiş olmasın.
Vezirköprü’nün 65 km. uzakta olan köyünün bir gecede adının köy olmaktan çıkarıp mahalle yapılmasının bu kötü kaderin değişmesine etkisi olmadı.
Köy yerine adının mahalle olarak değiştirilmesi yoksul köylünün yoksulluğunu daha da arttırdı.
Adı köyken, yaptığı inşaata ruhsat almak, bunun için belediyeye harç ödemek, inşaat projesi yaptırıp proje parası ödemek zorunda değildi.
Tavuk kümesi, hayvan ahırı, koyun ağılı yaparken belediyeden izin almak zorunda değildi.
Köy tüzel kişiliği vardı. Buna bağlı olarak otlakları ve yaylaları vardı.
Peki; Ne oldu bunlar şimdi?…
Meralara, köy tüzel kişiliklerinin elinde yaylalara bütün şehir yasası ile büyükşehir belediyeleri el koydu.!..
Köylü, pardon (mahalleli) bu meralara, yaylalara hayvanlarını otlatmak için kira ödemek zorunda.(!..)Yani köylü bu otlak ve yaylaların sahibiyken bir gecede kiracısı oluverdi.!..
Tabi, çoğumuz köylüyü suçlayabiliriz, “Canım köylü de bunları yapanlara oy vermeseydi” diyebiliriz.
Bunu demek kolay da, köylüye bunlar, oyunu vereceği zaman anlatan oldu mu?..
Köylü gazete okumaz. Diğer iletişim aracı olan TV’ler de para kazanmak için toplumu büyüleyici mavi dizilerden başka yayın yapmaz.!..
TV, haber kanalları ise düzenini bozmak istemediği için iktidarın sesi olarak yayın yapar.
Ne yapsın zavallı cahil halk?..
Sürekli yazıp çizdiğimiz gibi devlet denen aygıt, rantı bol olduğu için yatırımlarını hep İstanbul çevresi ve gelişmiş batı illerine yapar.
1980’lerde Özal tarafından başlatılan özelleştirme furyası ile, devlet Cumhuriyet dönemi kazanımlarını yok pahasına elinden çıkardı.
Özelleştirmenin getirdiği sonuçları bu kısa köşe yazılarında anlatmak oldukça olanaksız. Ancak, şu kadarını belirtmeye çalışayım ki;
Özelleştirme; Anadolu’da bulunan fabrika ve tesislerin büyük çoğunluğunun kapanmasına, buralar da çalışanların işsiz kalmasına, üretimin düşmesine neden oldu.!..
Devletin yatırımından çekilmesi sürekli işsizliğin artmasına neden oldu. Bunun sonucu olarak: Özel sektör, halkı ve ülke kalkınmasını değil, kendi nasıl daha çok kar edecek doğal olarak onu düşündü.
Gene bunun sonucu olarak yatırımlar başta İstanbul olmak üzere batı illerine kaydı ve Anadolu boşaldı.
Devlet; Tarım ve hayvancılığı da yok saydığı için ülke sürekli yoksullaştı.
Betona yatırılan paralar da ülkeyi sonuçta ekonomik krize taşıdı.
Sonuç olarak; Devlet beton ekonomisinden vazgeçerek, Anadolu’da yatırıma yönelmeden, tarım ve hayvancılığa gereken önemi vermeden, yurtdışından mercimek, nohut, fasulye, mısır, süt, yoğurt, peynir, et hatta saman ithal etmeye devam ettikçe, yakında pırasa ve ıspanakta ithal edersek şaşmayalım.
Böylece yoksul Vezirköprü’lünün de iş, aş, ekmek için inşaatlardan düşerek ölen cenazeleri gelmeye devam edecektir.

Share
383 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

10+3 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...
  • Bu İlçeye bir MÜZE yakışır

    06 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Vezirköprü'de eski bir Vezirköprü evinin restorasyonu yapılarak bir müze oluşturulması sağlansa, ilçenin turizmine oldukça büyük katkısı olmaz mı? Vezirköprü'de Oymaağaç Kazılarının ilk başladığı günlerde bile buradan çıkan materyallerin Samsun Müzesi'nde değil, Vezirköprü'de oluşturulabilecek bir MÜZE'de sergilenmesi gerektiğini söylemiştim. O dönemde Belediye'nin Ganioğlu'ndaki Zabıta yapılan bina henüz inşaat halindeydi. Vezirköprü'nün Taş Medrese'sinin kütüphane olarak kullanılmasının değil, bir arkeoloji müzesi olarak kullanılmasının d...