logo

GÖÇ


Göktan Tek'er
goktanteker@hotmail.com

Ne derseniz deyin, Vezirköprü eriyor..
Beklentileri, alabildikleri, kazandıkları ve en önemlilerinden biri olan nüfus olarak eriyor.
Gerçi nüfus olarak her geçen gün azalması Vezirköprü’nün diğer alanlarda da geri kalmışlığının göstergesi olarak suratımıza çarpar.
Dışardan bakıldığında memlekettir, ancak arada sırada eski hatıraları depreştirir.
Arada sırada ziyaret edildiğinde güzeldir. Çünkü, halen dışarlarda çoktan kaybolmuş samimiyet biraz olsun yaşanabilmektedir.
Bayramlarda gelindiğinde uzun sürdir görmediğiniz dostluktur Vezirköprü.
Peki ya içinde yaşarken..
Köhnemiş eve oturmak zorunda kalan akraba gibidir.
Dışardan bakıldığında güya ne güzel denen, ancak içinde kimsenin oturmak istemeyeceği bir köhne ev.
Ne kadar çok iyi durumda olduğu anlatılmaya çalışılsa da, ne kadar turistik değer taşısa da, aslında Samsun’un en uzak ilçesi olarak unutulmuşluğu akıllara kazınmıştır.
Memurların mesela, sürgün yeri olmaktan kurtulamamıştır. En azından Samsun böyle bakar.
Eğitiminde, sağlığında gelişme kaydedememiştir. Halen her gün dışardaki hastanelere onlarca hemşerimiz akar. Fırsatı olan eğitim için dışarda kendine yer bakar.
Yolu ülkenin en kötü yoludur. Gelen gidemez, giden gelmek istemez.
Gençleri için iş imkanı sağlanamamıştır.
Vezirağaç dışında yatırım yoktur.
Olanlar da dışarlardaki OSB’lerde yer alıp gitmenin yoluna bakarlar.
İçerdeki kısır çekişmelerini bir türlü halledemeyen Vezirköprü’de tek ses olarak talepler yerine getirilememiştir.
Hal böyle olunca..
Vezirköprü yıllardır bağıra bağıra dışarıya göç etmektedir.
Sonuçta; gittikçe küçülen ve kan kaybeden bir ilçe olmanın dışına çıkılamadı.
Büyük ve kalabalık bir ilçe olarak temsil yetkisi var diyorduk; 100 binin altına düşen nüfusu bu temsil yetkisini de kaybetti; artık Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi’ne daha az temsilci gönderecek.
Tüm bunlar olup biterken, Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin ‘göçü tersine çevireceğiz’ diyerek yapacağını söylediği çalışmalar da bir işe yaramamıştır.
Yol yerine yatırım yapılsın diyecek hali de yok Vezirköprü’nün.
Çünkü dünyaya açılan yolu bile bu medeniyet seviyesine uygun değil.

Share
1099 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+2 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...