logo

Miras Hukukunda Tenkis Davaları


Murat Gül
avukatmurat55@gmail.com

Tenkis davası, miras bırakanın tasarruf özgürlüğünü aşarak saklı pay sahibi mirasçıların miras hakkına yaptığı tecavüzün giderilmesi için açılan bir davadır.

Bu dava, miras hukukuna ilişkin bir dava olup murisin (miras bırakanın) ölümü halinde açılabilen bir davadır. Tenkis davası Medeni Kanun’a göre yalnızca saklı paylı mirasçılar tarafından açılır. İstisnai olarak şartlar oluşmuşsa saklı paylı mirasçıların alacaklıları tarafından da açılabilir.

Saklı paylı mirasçı kimdir öncelikle bunu açıklayalım. Medeni kanuna göre; miras bırakanın altsoyu (çocukları, evlatlıkları, torunları), miras bırakanın anne-babası, miras bırakanın eşi saklı paylı mirasçıdır. Yukarıda anlattığımız davayı açma hakkı yalnızca bu kişilere münhasırdır.

Tenkis davası; miras bırakanın tasarruf oranını aşarak lehine kazandırma yaptığı kişilere karşı açılır. Kazandırma yapılan kişinin ölmüş olması durumunda mirasçıları davalı olacaktır. Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarına tecavüz edildiğini öğrendikleri andan itibaren bir yıldır.

Vasiyetnameler hakkında açılacak davalar vasiyetnamenin açıldığı tarihten ve diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren on yıl geçmekle düşer (TMK m. 571).

1 yıllık süre: Mirasçının kendisinin saklı paylı mirasçı olduğunu ve saklı payının ihlaline neden olan tenkise tabii bir tasarruf olduğunu öğrenmesinden itibaren başlar. Burada önemli olan ve 1 yıllık süreyi başlatan, belirtmiş olduğumuz iki koşulun da gerçekleşmesidir.

10 yıllık süre: Bu sürenin başlangıcı ise tenkise tabi tasarrufun vasiyetname olması ve diğer ölüme bağlı tasarruflar olmasına göre değişecektir. Vasiyetname türünde ölüme bağlı tasarruf varsa, 10 yıllık süre bu vasiyetnamenin açılma tarihinden itibaren işleyecektir.

Vasiyetname dışında başka bir ölüme bağlı tasarruf ile saklı pay ihlali varsa, 10 yıllık süre miras bırakanın ölümünden itibaren işlemeye başlayacaktır.

Share
632 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

2+10 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...