logo

PAZAR GÜNÜ SANDIK BAŞINA!..


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

31 Mart 2019 Pazar günü Türkiye sandık başına gidiyor.

Ne yapacak halk sandık başına gidip de?..

İşte işin püf noktası bu!..

Halk sanıyor ki; Benim beldemi yönetecek belediye başkanını seçecek. Halbuki; belediye başkanları daha önce seçildi zaten.

Peki, Pazar günü halk başında ne yapacak(?..) Verilecek cevap çok basit.

Partilerin genel başkanları tarafından daha önce tayin edilmiş belediye başkanlarını oylarıyla onaylayacak!..

İşte demokrasi denen kavram budur, Türkiye’de…

Bu seçim sisteminin adı demokrasi değildir. Monarşi ya da krallık da değildir.

Bu rejimin adı tek adamlar tarafından demokrasi aldatmacası,  tek adam rejimidir. Yani diktatörlüktür.

Milletvekili listelerini partilerin genel başkanları yapar. İl’lere gönderir. “Milletvekili listelerini sıralayıp listeledim. Belirlenen seçim gününde sandık başlarına giderek oylarınızla listeleri onaylayın”.

Ya da seçim belediye seçimi ise, “Belediye başkanınızı atadım. Oy atarak belirlenen seçim gününde belirlediğim adayı oylarınızla onaylayın”.

Peki; seçmen dese ki, bize gerek yok, oyla tasdik için bir sürü para harcanıyor. Halbuki ilçelerde, illerde belirlenen noterlerden biri görevlendirilse, onay parası 150 tl tutmaz.

O zaman liderler itiraz ederler. “Olmaz, o demokrasiye aykırı, demokrasilerde halk seçer” diyeceklerdir.

Bunun adı da, halkın kendi kendini yönetecek yöneticileri kendi seçme olacak.

Adama hadi canım sende derler.

Çok uzun anlatmayım, konuyu özetleyecek uzun bir fıkra anlatayım.

-Köylerden birinde yoksul, sefil bir adam yaşarmış. Adamın hiç yiyeceği, içeceği olmazmış.

Bu sefil adam, çevrede düğünlerde, köy mevlitlerinde gider açlığını giderirmiş.

Sefil adam; Bir gün yine çok acıkmış, uzun zamandır çevrede düğün falanda olmadığı için tam anlamıyla acıkmış.

Bir ilan duymuş, “falan köyde falan ağanın oğlu ile falan ağanın kızının düğünü var herkes davetlidir.!..

Sefil adam düğün günü gitmiş ağanın köyüne; Birde ne görsün, köyün ortasında masalar kurulmuş, çeşit çeşit yemekler, kebaplar börekler, tatlılar, sofralarda, aman Allah,

-Bizim sefil adam açlıktan kıvranıyor. Hemen bir sofranın başına oturmuş, uzanmış kebaba,

Sofraların başındaki görevli tutmuş adamın kolundan,

Dur, kardeşim önce damat yiyecek, misafirler ondan sonra,

Adam neye uzandıysa yemek için görevliler engel oluyor,

-Damat yiyecek, ondan sonra!

Adam dayanamamış, ya kardeşim, ağanın oğlu ağanın kızı ile evlenecek diye bu kadar yemeğe ne gerek var?..

Bana şuradan bir dilim ekmek verin, ben ağanın tüm sülalesi ile evleneyim demiş.

Kısadan hisse misali, abe halkım böyle seçimler bu kadar tantanaya, bu kadar masrafa ne gerek var.

Görevli noterlere onaylatın oldu demokrasi, Böyle halka böyle seçim, haydi sandık başına. Hemen hemen her yerde seçim sonuçları belli zaten…

Share
1526 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+5 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...
  • Bu İlçeye bir MÜZE yakışır

    06 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Vezirköprü'de eski bir Vezirköprü evinin restorasyonu yapılarak bir müze oluşturulması sağlansa, ilçenin turizmine oldukça büyük katkısı olmaz mı? Vezirköprü'de Oymaağaç Kazılarının ilk başladığı günlerde bile buradan çıkan materyallerin Samsun Müzesi'nde değil, Vezirköprü'de oluşturulabilecek bir MÜZE'de sergilenmesi gerektiğini söylemiştim. O dönemde Belediye'nin Ganioğlu'ndaki Zabıta yapılan bina henüz inşaat halindeydi. Vezirköprü'nün Taş Medrese'sinin kütüphane olarak kullanılmasının değil, bir arkeoloji müzesi olarak kullanılmasının d...