27 Aralık sabah saat 06:00 telefonum çaldı. Nuri arıyordu. Büyük bir endişe ile hayırdır oğlum dedim;
-Baba, Göktan aradı” dedi.
Akşam saat 20:00’de Vefai abiyi, annesi ve Levent’le birlikte Samsun’a yolcu etmiştim.
Göktan; Annesi ile babasını uçağa bindirip İstanbul’a gönderecek. İstanbul’da Dr. Gökhan ambulansla bekliyordu.
Nuri; telefonda “Göktan aradı” deyince hemen anlamıştım. Büyük bir endişe ile Nuri’ye sordum.
-Vefai abimi yoksa(?) dedim.
-Nuri’den karşılık gelmedi. Güya benden saklamaya çalışıyordu. Ama, ben olayı anlamıştım, içime büyük bir acı düştü. Kendimde o andan itibaren bir yalnızlık hissetmeye başladım.
-Üstümü giyindim. Nuri’de aşağı indi, daha sabah ezanı okunmamıştı.
Matbaa da çalışan Murat’ı aradım. Matbaayı açmasını, matbaaya geleceğimi söyledim. Murat’da hemen benim gibi telefonda uykulu halde şaşkınlık içinde;
-İhsan amca, Vefai abiye mi bir şey oldu yoksa(?)dedi.
-Bende geliyorum, matbaayı aç dedim.
Geçenlerde matbaa da Mehmet Kuzubaş’la sohbet ediyoruz. Sayın Kuzubaş; “Vefai bey, ben elimi İhsan’a bırakıyorum demişti” deyince, ben itiraz ettim.
-Sayın Kuzubaş, Vefai abi gerçekten beni çok severdi ama, benim o işi başaramayacağımı da çok iyi bilirdi. Onun için elini Göktan’a bıraktı, sağlığında da Göktan’ı denedi, Göktan’dan emindi.
Vefai abi; TRT, Hürriyet Haber Ajansı, A.A’nın ve daha birçok yazılı basının Vezirköprü muhabiriydi.
Tam bir gazeteciydi. Basını hiçbir zaman kendi çıkarı için kullanmadı. Kendi gazetesi “VATANDAŞ” dahil.”Bizim yaptığımız Kamu hizmeti, bu gazeteler, gazetelerdeki köşeleri biz kullanırız ama, kendi çıkarımız için değil, kamu için kullanırız” derdi.
Ayrıca; “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur, basın Cumhuriyet rejimi gibi, kimsesizlerin kimsesi’dir derdi.
Beş yıl oldu aramızdan ayrılalı. 27 Aralık 2013 sabah saat 06:00’yı hiç unutmayacağım, boşluğun dolmaz, ama senin gözün arkada kalmadı. Göktan görevini yapıyor.!..
-Işıklar içinde rahat uyu, mekanın cennet olsun.
İlçe dışında kalacağım için 27 Aralık günü seni anma da matbaa da bulunamayacağım, bundan dolayı çok üzgünüm…
Beş yıl ne çabuk geçti.!..
HUKUK
2019 yılına girerken, Adaleti yok olan Türkiye’mizde Adalet arayanların başarılı olmasını dilerim.
-Adalet insanın şerefli yaşamasıdır.!
-Milattan sonra 160, yani bundan 1958 yıl önce,
Roma hukukunun kurcusu 3 büyük hukuk adamından biri olan Domitinos Ulpıanus günümüzden 1958 yıl önce “Hukuk hayatın ilmidir. Hukuk şerefli yaşamaktır. Hukuk insanlık içindir. Hukuk var olmaya devam edecektir.
Evet; şerefli yaşamak isteyenlerin hukuku arama ve yaşatma mücadelesi kutsal bir mücadeledir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları
02 Kasım 2024 Köşe Yazıları