Vezirköprü çiftçisi Yalçın Çelen: “Buğday fiyatı yükselsin istemiyoruz”

Buğday hasatıyla birlikte başlayan buğday alım fiyatı tartışmasına ilişkin görüşlerini açıklayan çiftçi Yalçın Çelen fiyat artışının dengeli olması gerektiğini ancak girdi fiyatlarının da buna paralel olması gerektiğini söyledi. Buğday fiyatındaki artışın temel gıda maddesi olan ekmek fiyatlarının yükselmesine neden olacağını belirten Çelen:- Buğday fiyatlarının bir çiftçi olarak çok yükselmesini istemiyorum. Bunu sebebi de temel gıda malzemesi olması. Vatandaş ekmek yiyor çarşıdaki yoksul vatandaş ekmeğin tanesi 3 lira olsa şu anda kimse alamaz biz bunun bilincindeyiz. Dedi.
Üçlü koalisyon zamanında buğdayın kilosunun 720 kuruş olduğunu söyleyen Çelen:- Üçlü koalisyon döneminde aç kaldık maaşlarımız yatmıyor şeklinde bir şehir efsanesi var. 720 kuruştu buğdayın kilosu 16 yıl geçti buğday şu anda 800 kuruş. İtiraz konusu mazot o günler 1.60 TL idi, dolar 1.5 lira civarındaydı. Şu anda mazot oldu 5.5 lira. Gübrenin torbası 16 tl idi, şu an 90 tl oldu. Yani fiyatlar artmasına rağmen buğday fiyatları sabit. Bu da köydeki çiftçiyi küstürdü. Dedi.Hayvancılık olmasa arazi ekilmez..50 dönüm tarladan 2 bin lira para kazandıklarını iddia eden Çelen:- Hayvancılık yapan çiftçiler olmasa ben bir karış arazi ekileceğini düşünmüyorum. Yeni hesaplattırdık, biçerler tarlada çalışıyor. 50 dönüm buğday ekmişim 2 bin tl para bana kalmış. Traktörün altındaki lastiği almaya kalksan alamıyorsun. Ben 4 çocuk okutuyorum bir yıl bu parayla geçineceğim, mümkün mü, değil. Dedi.Ziraat Odası’nın suçlanmasının da yersiz olduğunu kaydeden Çelen:- Ziraat Odası ofis yerini kiralıyor. Gelen adamların karnını doyurup kalacak yerini ayarlıyor, torpil yapıyor. AKP’li hükümetin yöneticileri ofise gözüküyorlar. Ofiste harmanda buğday almaya gelmiyor. Ondan sonra da çiftçi Ziraat Odası’na kızıyor. Niye kızıyor? Her sene ofis buraya gelsin diye 15-20 bin lira para harcanıyor. Eleman, ofis, araba, kantar kiralıyor. Yani suçu birilerinde aramak yanlış. Dedi.Buğdayı da ithal edeceğiz.60 hanelik köylerinde 60 hanenin de inşaatta çalışmaya gittiğini söyleyen Çelen: – Hasat zamanı bakıyorum, çiftçi tarladan çıkan buğdayı götürüp fabrikaya döküyor. Fabrika da tarlaya döküyor. Sen fabrikanın bir iki yılda işleyeceği buğdayı al bunu ye diye dökersen buğday para yapar mı, yapmaz. Ekmeyeceksin ki, buğday biraz kıymetlenecek. Samanı ithal eder duruma geldik, buğdayı da alacağız. Zaten buğday üretiminde kalite çiftçi için önemli değil. Kaliteli ektiğinde de ben bunu yaptım, fabrikanın istediği tohumları ektik. Sonuç ihtiyacına çok fazla buğday geldiği için adam kaliteye bile bakmıyor. Kepeğin kilosu 900 lira buğdayın kilosu 800 lira böyle bir şey yok. Köyümüzdeki 60 hane inşaatta çalışıyor. Gelince buğday ekiyor. Niye? Alışkanlık, yiyecek buğdayımız olsun. Milletimiz alışmış olduğu için buğday ekiyor.” Dedi.