İletişim Engelleri
Herhangi bir engellenmeyle karşılaştığımızda amacımıza ulaşamamış ve kendimizde olanı yansıtamamış oluruz. İletişim engelleri de iletişimin tek yönlü olmasına, kendimizi yeterince ifade edememeye, karşı tarafı dinlememeye neden olur.
İletişim hangi mesleği yapıyor olursak olalım, istersek de sosyal çevremizi çok kısıtlı tutalım, hayatımızın her yerinde başvurduğumuz olmazsa olmaz bir alandır. Bu alanda minimum gerekli olanları öğrenmek durumundayız.
1) “En önemlisi dinlemek” İlk akla gelen, kolay olan gibi görünen olsa da iyi bir dinleme kendi düşüncemizi en sona saklamayı, söylenilenleri kendi varsayımlarımızla tamamlamak yerine soru sormayı “sonra ne oldu” demeyi gerektirir.
2) “Kendimizi ifade ederken kendi duygu düşüncelerimizi katarak söylemek” özellikle tartışma anlarında sen şunu yaptın böyle davrandın demek yerine, ben bu durumda şöyle düşündüm, canım sıkıldı gibi ifadeler (ne hissediyorsak) iletişimi daha kolaylaştıracaktır.
3) Birini etiketleyecek bir şekilde konuşmak yine en önemli iletişim engellerindendir. Örneğin; çocuğunun dersleri başarısız gelmiş birçok aile, çocuğu ile ilgili konuşurken dersler konusunda tembellik yapıyor diyebilir. Başka bir örnek ise bizim çocuk uyumsuz, arkadaşlarıyla oynamıyor.” olur. Bu gibi cümleleri ailesinden duyan bir çocuk, kendi zihninde bu durumu içselleştirecek ve öyle davranacaktır. Bunun yerine aileler çocuğun özsaygısını geliştirecek ifadeler kullanabilirler. Örneğin tembel yerine dersler yeterince ilgisini çekmiyor, uyumsuz yerine girdiği ortamların kuralını hemen benimsemiyor denilebilir. Bu şekilde söylemek çocuğun problemini çözmez ama çocuğa tembel demek de inanın çocuğun bu konuda yaşadığı zorluğu kolaylaştırmıyor.
4) Bir diğer en önemli konulardan biri de, karşımızdaki biri bize bir durumu anlatırken onun duygusunu almamız tıpkı onun gibi hissetmemiz gerektiği düşüncesidir. Mesela bize bir üzüntüsünü anlatan birisini dinlerken tabiîki sevinmeyelim ama onun yaşadığı duyguyu kopyalamak, onu anlamayı zorlaştırıp bizi onu korumaya yöneltebilir. Koruyucu davranış sergileyen ailelerde, çocuklar sırf aileleri üzülmesin diye olumsuz duyguları daha az yansıtıyorlar. Bunu lütfen hatırlayalım.
Toplumda genel olarak görülen iletişim engelleriyle devam edelim: Gereksiz güven vermek (sen yaparsın gibi cümleler), ad takmak (sulu göz anlat ne oldu), yargılamak, eleştirmek, suçlamak (sana hiç yakıştırmadım), öğüt nasihat vermek (böyle yapsaydın daha iyi olurdu), gözdağı vermek (bunları yapmaya devam edersen senle işimiz var), kıyaslamak (ağlayarak anlatma bak kardeşin ne güzel anlatıyor) ya da çıkarımda bulunmak (sen kesin şöyle davranmışsındır) iletişimi zorlaştıran durumlardır.
İletişim engelleriyle çok fazla karşılaşırsak kendimizi olumsuz duygularda buluruz. Anlaşılmayan olmak, dinlenilmemiş olmak bizi toplumdan uzaklaştırıp yabancılaştırır. Dolayısıyla kendimizi kısıtlanmış buluruz. Sağlıklı iletişim mümkün. Sevgiler.