Son Dakika
Vezirköprü’nün kaybolan gelenek ve göreneklerinden birisi de eski düğün adetleri. Eskilerin “nerde o düğünler” dedikleri düğün ve nişanlar Vezirköprü’de toplumsal yaşamın en önemli dayanaklarından birini oluşturuyordu.
Yaklaşık 60-70 yıl önce, bir bekar erkek evlendirileceği zaman aile içinde baba veya dededen izin alınır, o zaman çoğunlukla aileler büyük aile gibi yaşadıklarından evin hanımları yani halalar, teyzeler, yengeler evin bekar erkeği için uygun bir eş aramaya çıkarlardı. Müstakbel damada uygun bir eş için çevreye haber salma, yakın ve uzak hısımları araştırma hatta o zaman ki hamamlarda kız bakma gibi usullere başvurulurdu.
Gelin olacak kız aile içinde uygun görülürse kız tarafına yakın bir kişiye uygun bir dille anlatılır ve müsait görülürse eve veya dükkanlara davet edilirdi. Kız tarafına yakın kişiden ret cevabı alınırsa her şey orda biterdi, çevreye de o konuyla ilgili bir bilgi sızmazdı. Kız tarafı evliliğe uygun görürse bir akşam namazından sonra erkek tarafının ileri gelenleri kız evine gider; evde bu işleri bilen ve hitabeti düzgün bir aile büyüğü gelin olacak kızı babasından münasip bir dille ister, kızın babası da evliliğin olmasına izin verirdi. Bu olaya da “söz kesme” veya “şerbet içme” denilirdi.
Söz kesme olayından sonra müstakbel damat kız evine gider, aile büyüklerinin ellerini öper ve gelinle bir araya gelirdi. Söz kesmeden hemen sonra kız evinde veya salonda dar kapsamlı bir nişan töreni yapılır, nişandan önce iki taraf “eksik düzme”de denilen nişan organizasyonunu gerçekleştirirdi. Nişandan önce oğlan evi kız evine o günki olanaklar içinde şeker, kahve, çay ve nişan takımı gönderirdi. Dini bayramlarda oğlan evi kız evine koç yollaması adettendi. Nişan yüzüklerini mahallenin ve ailelerin ileri gelen bir büyüğü takardı. Nişanda bayanlar şarkı söyleyip oyun oynarlardı, erkekler ise kendi aralarında sohbet ederlerdi. Nişandan sonra damadın gelini fazla görmesine izin verilmez ve gelin ile damat yanlarında refakatçi olmadan görüşemezlerdi. Nişandan 1 – 2 ay sonra büyük bir aile içinde yaşanılıyorsa –o zamanlar çoğunlukla öyleydi- evde yeni çiftlere bir oda düzenlenir ya da az da olsa ayrı bir ev döşenirdi. Düğünden önce hem kız tarafı hem erkek tarafı düğündeki bütün eksiklikleri gidermek için o gün ki olanaklar içinde kolları sıvarlar ve düğünlerini yapmaya çalışırlardı. Düğünden önce hem kız tarafı, hem erkek tarafı evlerinde ziyafet verirler. Her iki tarafta yakınlarını kadınlar için kadınlar hamamına, erkekler için erkekler hamamına götürürlerdi. Düğünden bir akşam önce her iki tarafta da kına gecesi yapılırdı. Erkek tarafı kız tarafından yüklü bir bahşişle kına tepsisi alır ve erkek evine dönerdi, kına gecesine katılanlar ellerine kına yakarlardı. Kınanın bekarların evlenmesi için uğur getirdiğine inanılırdı.
Düğün günü erkek tarafı kızın evine gider gelin çıkarma merasimi yapılır, bu arada davullarla zurnalarla oynanılır, küçük çocuklara bahşiş verilir, dualarla gelin evden çıkarılırdı. Gelin çıkarmada gelinin çeyiz sandığı da gelinle beraber yeni evine götürülürdü. Damat, gelinin annesinin ve babasının ellerini öper, gelini arabasına bindirir -ata bindirilen gelinler de vardı- erkek evine gidilir, dualarla evliler yeni hayatlarına başlardı. Resmi nikahları ise Belediyede düğünden kısa bir süre önce kıyılırdı.
Gelin çıkarma genellikle ikindi namazından sonra hafta sonları olurdu. Ertesi gün de yeni evli çift kız tarafına el öpmeye giderlerdi, nişan ile düğün arasında birçok adet yaşatılır ama aile büyüklerinin telkinleriyle çevrede konuşulmasına izin verilmezdi.
Düğün öncesi her iki taraf ta hısım ve akrabalarına, komşularına şeker dağıtarak –şekere okuntu deniliyordu- düğün günü söylenir, düğüne gelenler de en güzel kıyafetlerini giyerlerdi.
Bir zamanlar böyle oluyordu Vezirköprü’nün düğünleri…
BENZER HABERLER