Psikolojik Rahatsızlıklar ve Uyku Bozuklukları
admin vatandas1959@hotmail.com
Depresyon, yaygın kaygı bozukluğu gibi tanılar konulurken bakılan noktalardan biri kişilerin uyku düzenleridir. Genelde psikolojik rahatsızlıklarda en çok etkilenen rutinler; uyku, beslenme, duş alma gibi bedenin temel ihtiyaçlarıdır.
Uyku problemleri tek başına olabileceği gibi psikolojik rahatsızlıklarla birlikte ortaya çıkabilir. Uyku problemleri sonucunda da psikolojik sorunlar oluşabilir. Uykunun insan yaşamına katkısı, öğrenme, bellek ve duygu düzenlemeye yardımcı olmasıdır. Davranışa en yakın kısım duygularımız olduğundan duygunun düzenlenmiş olması yani sakin duygu durumu günümüzü işlevsel geçirmemizi sağlar.
Uyku bozukluğuna sahip olanlarda yaşamı tehdit eden iş kazaları, iletişim kazaları olabileceği gibi, sosyal uyumsuzluk, mesleki performansta azalmalar olabilir.
Uyku karmaşık bir süreçtir. Yaşla ilgili durumlar, cinsiyetle ilgili durumlar, kişilerdeki hormonal denge uykunun kalitesini belirler. Herkese özel, herkesin uyması gereken bir uyku düzeni yoktur. Ortalama uyku süreleri ise yaşa göre farklılık gösterir. Kişiler uyandıklarında zinde ve dinlenmiş hissediyorlarsa normal uyku uyuyor diyebiliriz.
Rem ve Rem olmayan uyku olmak üzere iki tür uyku vardır. Rem “hızlı göz hareketleri” anlamına gelir. Rem uykusunda çabuk uyanırız, Rem olmayan uykuda ise derin uyku vardır. Uyarılmak için uyarıcının şiddetini arttırmak gerekir. Rem olmayan uykunun da üç aşaması vardır ve üçüncü aşama en derin uykunun olduğu bölümdür. Böylece uykumuz dört bölümden oluşur. Sonrasında tekrardan rem aşamasına girilir. Gece içerisinde bu döngü 3-4 kez tekrar eder.
Bebekler rem uykusunda fazla zaman geçirirler, yaşları büyüdükçe derin uykuda kalınan süre artmaya başlar. Bebeklerin genelde ufak seslere dahi uyandıklarını fark etmişsinizdir.
İleri yetişkin dediğimiz yaşlılık döneminde ise uykuya dalma gibi problemler yaşanabilir. Gece ve sabahın erken saatlerinde sık uyanmalar uykunu kalitesini azaltır. Bu durum sakarlıklara neden olabilir. Uyku sağlığını arttıracak önler alınmalıdır.
Ergenlik dönemi ise uykunun en değişkenlik gösterdiği dönemdir. Çocukluktan erişkinliğe geçilen bu dönemde biyolojik ve psikolojik değişkenler uyku uyanıklık ritimlerinde de değişikliğe neden olur. Ergenlikte çocuklara ve yetişkinlere göre uyku ihtiyacı daha fazla olur. Gece uykuya direnç görülebilir. Bundan dolayı sabah geç uyanmayla karşılaşılabilir. Bireyin uyku saatine dikkat edememesi aile ve öğretmenler tarafından sorumsuz olarak değerlendirilmesine sebep olabilir. Ergenlerde gece uykusuna direnme, gündüz uykululuk gibi semptomlar olmakla birlikte yardıma başvurma ve tedavi oldukça düşüktür. Ergenin uyku sürecini düzenlemesine yardımcı olacak adımlar atılmalı, uykunun günlük hayatına olumsuz etkilerini azaltmak için istek oluşturulmalıdır. Bu dönemdeki çocuklarla çatışmaya girilmeden nasihat verilmeden bu durumla ilgili ne yapılacağına birlikte karar verilmelidir.
Uyku sorunu yaşayan kişilerin uykuyu kolaylaştırmak için ilaç, madde, alkol kullanması oldukça yanlıştır. Doktora başvurmak, gerekirse psikolojik destek almak önemlidir.