VEZİRKÖPRÜ’DEN MANZARALAR
OKUYUCU MEKTUBU
Bu hafta Okuyucularımızdan gelen bir mektup, yaz aylarında ilçemize gelen turistlerin de gözünde ilçenin eksiklerini gösteren konuyu kaleme alıyordu.
Aynı zamanda Vezirköprü’de yaşayanların bazen kendileri, bazen sevdiklerini bazen de dışardan gelen misafirlerine gezdirerek göstermek istedikleri çevresinde birkaç günük gezi programı yapılabilecek güzel Vezirköprü’nün bu güzellikleri paylaşmak için gelenlere sunmakta eksik kaldığı noktaları hatırlatmak adına da güzel bir yazı.
Turizmle de yol alabileceğini düşünen ilçelerden biri olan Vezirköprü’de bu açıdan birçok eksiklik mevcut.
Her misafiri gelen ya da ailesiyle Vezirköprü’yü gezmeye çıkanların gördükleri aslında aynı dertler.
Her göz birbirinden farklı görür.
Kimisi farklı gözle bakıp farklı da görebilir tabi.
Yine de Vezirköprü turizmde yol almak istiyorsa konuyla ilgili özellikle iyi niyetli eleştirilere kulak kabartmalı.
Eleştirilerin ileri götürdüğü bir Vezirköprü için; geçtiğimiz hafta bir okuyucumuzdan gelen turizm eleştirilerini de sizinle paylaşmak istedik.
KURTKÖPRÜ
Temmuz ayı içinde gelen misafirlerimi tarihi Kurtköprü’ye götürmek üzere dar yollardan geçerek Tekkekıran Köyü’ne vardık. Tekkekıran-Kurtköprü arasını arabayla gitmek mümkün değildi, çünkü, yol bozuktu. Yürüyerek de olsa köprüye vardık. Köprü güzeldi hayran kaldılar. Konuştuğumuz köylüler özellikle hafta sonu buranın çok kalabalık olduğunu, Havza’dan gelen yolun asfalt olduğunu, turistler geldiğinde, etrafın çöpten geçilmediğini söylediler. Turizme açılmış böyle bir yerde Tuvalet olmadığını ve köprünün tarihi ile ilgili çok güzel hazırlanmış levhanın yıpranmış ve yere atılmış olduğunu gördük.
ŞAHİNKAYA KANYONU
Kanyonu da çok beğendiler. Çöplük gibi bir alanda bulduğumuz masada çekirdek kabuklarına basarak piknik yaptık. Çeşmelerin bakımsız olduğunu gördük. Biz toplum olarak çöpü çöpe atmayı pek sevmiyoruz ama yere çöp atmaya utanacağımız bir ortam da oluşturmamız gerekir ve bu anlayışla bölgenin yeniden ele alınması gerektiğini düşündük. Giriş ücretini alma konusunda gösterdiğimiz duyarlılığı, hizmet alma konusunda da beklemek doğal hakkımız olsa gerek. En azından girişte herkese bir çöp poşeti vermek bile etkili olmaz mı?
VEZİRSUYU MESİRE ALANI
Vezirsuyu Harika bir mesire alanı. İyi niyetle çok şey tasarlanmış ve hayata geçirilmiş bir yer. Hizmete verildikten sonra yapılması gereken bakımların yapılmamış olduğunu üzülerek izledik. Tasarlamak-Hayata geçirmek-Bakım-Denetim-Geliştirme gibi yönetim süreçlerinin ilk ikisine razı değiliz. Çöp konteylerinin dışına geçirilmiş ahşap dolapların kırılmış olduğunu,duş yerlerinin hizmet dışı kaldığını, mescidin bakımsız olduğunu, musluk ve bataryaların bir kısmının çalışmadığını gördük. Hatta mescide şofben bile konulmuş, fakat hizmet dışı. Mescidin tabanındaki sergi hiç olmamış. Mescidin kıblesinin çap olmasını çok manidar bulduk. Yani koca mesire alanı içinde mescidi kıbleye uygun yerleştirecek bir alan bulunamamış sanki. Güzel bir mimarisi olan Mescidin bakımsız ve pis olmasına üzüldük.
Özetle bu üç turistik yerde şunu gördük. Olduğu gibi göstermemek için ne kadar gayret ettiğimiz çok bariz şekilde görünüyordu. Oysa başka memleketlerde bu tür yerler abartılarak olduğundan fazla gösterilmeye çalışıldığına çoğumuz şahit olmuştur. Biz ne düşünüyor,ne yapmak istiyoruz?
ÇARŞI
Çarşımız, 140 köyü olan, il olmaya aday gösterilecek bu büyük ilçeye az geliyor. Özellikle pazartesi günleri ve özel günlerde adeta adım atılmıyor. Gittiğimiz yere arabamızla gitmeyi seviyoruz. Kolay kural koyup, ilk önce koyduğumuz kuralları biz çiğniyoruz. İnşaat yapıyor, otopark için yer ayırmıyoruz. Çarşıda istediğimiz yere arabamızı bırakıp gidiyoruz. Otopark için ücret vermeyi istemiyoruz. Bu konuda ilk örnek çok etkili değildi. Tören alanı otopark için açıldığında, millet alışıncaya kadar ücretsiz yapılsın veya cüzi bir ücreti olsun denildi. Gittiler Samsun Cumhuriyet Meydanı otoparkının ücret tarifesini getirdiler. Otopark için ücret ödemek bizim kültürümüzde zaten yoktu. Otopark kültürü zaman içinde oluşturulamadı.
Köprülü Mehmet Paşa Cami yapılırken altı otopark yapılsaydı ne güzel olurdu değil mi? Her yerin keşkesi vardır ama bizim keşkelerimiz biraz daha fazla gibi… Vatandaş cephesi bu. Trafiğe kayıtlı araç sayısı her geçen gün artarken, yerel yönetimin bırakın otopark alanları oluşturmayı, ha bire duba çakması ne kadar anlamsız? Tamam biz her yere arabamızla gitmeyi seviyoruz da, biri çıkıp ta; “Kardeşim arabanı şuraya park et.” dese, yer yok. Çarşıdan vazgeçtik mahalle araları bile arabayla dolup taşıyor. Lütfen geç de olsa bu konuya artık eğilelim.
Sonuç olarak: Birbirimizi suçlamadan hep beraber alışkanlıklarımızı olumlu yönde değiştirip-geliştirmeliyiz diye düşünüyorum. Güzel günler hepimizin olsun.
BİR OKUYUCUMUZ