logo

Dijital Dünyanın Esiri Olmaktan Dijital Dünyayı Yönetmeye…


Duygu Ceylan
duygu.ceylan.pd@gmail.com

Hemen hemen hayatımızın her noktasında bize eşlik eden dijital cihazlar; hayatımıza yeni öğrenme alanları, bilgiye ve insana kolay ulaşım hayatımıza çeşitlilik sağladı. Herkes kendi ilgi alanı doğrultusunda video, sosyal medya, online eğitim, oyun gibi aktivitelerle zamanını geçiriyor.

O kadar hayatımızdaki çocuklar dil öğrenmeden telefon tablet kullanmayı öğreniyor. Hayatımızda bu kadar yer kaplaması acaba dijital dünyayla gerçek dünya arasındaki dengeyi sağlayabiliyor muyuz sorusunu akıllara getiriyor.

Dijital cihazlar kullanımında dikkat edilmesi gerekenleri çeşitli yerlerden duyuyoruz ama bununla ilgili bir eğitim almıyoruz sadece tavsiye alıyoruz. Uzmanlar da bu konuda şu şekilde yapılmalı bu şekilde yapılmalı gibi bazen gerçek hayata aktarmakta zorlanabileceğimiz kurallar sunabiliyorlar.

Dijital dünya gerçek hayata göre oldukça canlı. Geçiş hızı saniyelere düştü. Artık insanlar uzun videolar izlemeyi pek tercih etmiyorlar. Konsantrasyona pek gerek yok çünkü zaten birkaç işin aynı anda yapılması dijitali iyi kullanan insanların özelliklerinden.

Örneğin telefon kullanırken birkaç sekme açıktır, telefona ara verdiğinizde sekmeleri kapatırsınız genellikle. Hayatımızda ise bir bilgiyi öğrenmek ve bunu beceriye dökmek için dikkatin sağlanması gerekir. Öğrenmek zaman alır, tekrar etmek gerekir.

Bu yüzden elektronik cihazlarla çok fazla zaman geçiren çocukların ders başarılarının, daha az kullanım sağlayan çocuklara göre düşük olduğu gözlemlenmiştir. Aynı şekilde dikkatle ilgili güçlük yaşayan öğrencilerin telefon tablet kullanımını belirgin bir şekilde azaltmasını isteriz.

Çocuklar söz konusu olduğunda, onlardan sorumlu olduğumuz için, daha net konuşabiliriz ama peki ya biz yetişkinler. Evlerde herkes bir köşede telefonuyla zaman geçirirken çocuğa nasıl bir yönlendirme yapabiliriz?

Hadi aile ortamını da geçelim. Hepimiz ekran başında o kadar zaman harcıyoruz ki, bireysel olarak da bizi zorlayan bir durum. Neden böyle olduğuna dair merak edilmiş araştırılmış ve şu sonuca ulaşılmış: Kaçırma korkusu.

Dijital dünyada olanları sürekli takip etme isteğinin altında yatan sebep. Bir şeyleri kaçırmayalım diye kendi hayatımızı dolu dolu yaşamayı kaçırıyoruz sanki. Ekrana bağımlı oluyoruz. Özellikle çocuklar için hareket ihtiyacı karşılanmıyor, görme sorunlarına yol açıyor, kişiler kendilerini diğer insanlarla sık sık kıyaslıyor, benlik algımız zayıflıyor, yetersizlik inancını yoğun hissetmeye başlıyoruz.

Daha çok ama daha yüzeysel ilişkiler kuruluyor. Yanımızdakilerle temasımız azalıyor.

Bağımlılıklar kontrolün biz de olmadığı durumlar oluşturur. Hayatta kontrol edebileceğimiz ve edemeyeceğimiz şeyler vardır mutlaka ama kontrol edebileceğimiz durumları kontrol edememek amaçlara ulaşamamak yaşamı zorlaştırır.

Telefon tablet kullanımını kontrol etmenin en küçük adımı olarak, günlük rutinleri kontrol etmeyle başlamak kolaylaştırıcı olabilir. Günlük sıradan hayatını düzenleyebilen birisi o düzen içerisinde nelerle zaman geçirebileceğini de düzenlemiş olacaktır.

Herkese göre tek bir çözüm olmayabilir. Bu konuda madde madde tavsiyeler sunan bir paragraf isterseniz interneti kullanabilirsiniz. Eğer dijital cihazlar sizin gerçek hayattan kaçışınızı sağlıyorsa, birkaç yol deneyip yine de ekran başından kalkamıyorsanız, sosyal ilişkilerinizde ve kendinize bakış açınızda sürekli olumsuzluklar görüyorsanız uzman desteği alabilirsiniz.

Share
1079 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

9+4 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yaşamın ilk yıllarında kurduğumuz bağlar tüm hayatımızı nasıl etkiler?

    12 Nisan 2025 Köşe Yazıları

    Psikoloji geçmişten bugüne insan davranışlarını anlamaya çalışmıştır. Bunu yaparken anlamlandırılamayan noktalarda yeni bakış açıları geliştirmiştir. Bu yazıda yaşamın ilk yıllarında kurduğumuz ilişkilerin hayatımızı nasıl şekillendirdiğine bakmış olacağız. İnsan doğumdan itibaren ilişki arayışına girer Çocuk anneyle ilişkili olarak doğar ve anneyle olan ilişki yaşamında diğerleriyle kuracağı ilişkinin temellerini oluşturur. Çünkü yaşamla ilk ilişkiyi annemizle kurarız. Bakım verenle kurduğumuz ilişkiler kimliğimizin belirleyicisidir. Güvende ...
  • Seçimler erken olsun!

    09 Nisan 2025 Köşe Yazıları

    "Çalışmalarımız sürüyor, önümüzdeki milletvekili seçimlerinden önce Havza yolunun tamalanmış olduğunu göreceğiz." ifadesine karşı şunu söylemesek olmazdı; "inşallah seçim erken olur." İlçemizde geçtiğimiz hafta düzenlenen voleybol turnuvasının sadece son maçını izleyebildiğim için üzülsem de, Vezirköprü'nün galibiyetiyle tamamlanan bu özellkle ikinci seti nefes kesen maçı izlediğim için de sevinçliyim. Kızlarımız ellerinden geleni yaptıkları ve hem Vezirköprü hem de Samsun'un gurur oldukları için tebrik ediyorum. Bu organizasyonda gösteriyor...
  • Benimle Aynı Düşüncede Olmayana Karşı Nasıl Davranmalıyım?

    05 Nisan 2025 Köşe Yazıları

    Son zamanlarda ülkemizde yaşanan durumlar (tutuklanmalar, gösteriler, boykotlar) kişilerin hangi tarafta olduğunu anlamaya çalışmasına, farklı görüşler olduğunda birbirlerine doğrusunu açıklamaya, haklılık ya da haksızlıkla ilgili düşünmeye dolayısıyla da öfke, üzüntü gibi olumsuz duyguların daha yoğun yaşanmasına sebep olmaktadır. Psikolojik destek toplumdaki durumlara karşı kayıtsız kalamaz. Çünkü deprem gibi doğal afetlerde, göçte veya pandemide birçok özellikle olumsuz durumda gönüllü olarak çalışırız ve bu gibi krize müdahale durumların...
  • Duvarları bari duyun!…

    02 Nisan 2025 Köşe Yazıları

    Turizm ile ilgili olarak gelişme sağlayacak olan ve Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'ne bile girmeyi başarmış Vezirköprü Evleri zamana yenik düşerek kaybolmanın eşiğine geldiler. Ramazan Bayramı sona erdi. Bayram tatilinin idari olarak 9 güne çıkarılmasıyla birlikte Vezirköprü'de de bayram biraz daha kalabalık geçti. Bayramı dört göze bekleyen esnafın yine de memnun olduğunu söylemek zor. Konuştuğumuz esnaf önceki bayramları arattığını belirtiyor. Yine de Ramazan Bayramı'nın ardından bir umutla Kurban Bayramı beklentisi oluşmuş durumda. ...