Bayram tatilinin az olduğu zaman bayramların çok keyfi yokmuş gibi oluyor.
Aynı keyifsizliğin yaşandığı seçim atmosferi de eklenince sanırım, bu bayram keyifsiz olacak gibi görünüyor. Umarım yanılırım.
Seçim Koordinasyon merkezleri de açılmaya başlayınca biraz seçim havasına girilecek gibi oldu ama, arkası gelecek mi? Göreceğiz.
Bundan sonraki süreçte milletvekili adaylarının ziyaretlerini bekliyoruz.
Ziyaretlerinde anlatacaklarını da merak ediyorum aslına bakarsanız.
Hiçbiri kendi başına (partilerinden bağımsız olarak) herhangi sözü verebilecek durumda değiller. Genel parti politikaları da bu seçimde kurulan birlikteliklerden kaynaklı olarak karışıyor.
Aslında bu seçimin sonucunu biraz da cumhurbaşkanı seçiminin galibiyetiyle bir arada olması keyifsizleştiriyor. Daha doğrusu anlamsızlaştırıyor.
Milletvekillerinin meclisteki etkisizliklerinin yanı sıra yeni sistemle bakanlıklarda randevu bile alamadıkları hikâyelerine bakarsanız, söylenecek sözlerin ve verilen vaatlerin bir işe yaramadığını görüyoruz.
Milletvekillerinin durumu böyle olunca, Vezirköprü’nün bağımsız adayı Mustafa Çoban’a sorulan “bağımsız olarak ne yapabileceksin ki?” sorusu da anlamını yitiriyor. Çünkü soru şu şekle bürünüyor: “milletvekili olarak ne yapıp, neyi değiştirebildin ki?
Bir taraftan bakınca da yerel yönetimlerin öneminin artırılması sisteminin oturmuş olduğu olarak da yorumlayabiliriz bu gelişmeleri. Çünkü milletvekilleri aslında yerel yönetimlerdeki kadar direk dokunmuyorlar insanların hayatlarına. Herkesle beraber olunca da kimse düşünmüyor, neden böyle oluyor diye?
Neyse, siyasetin uzağında kalamasak da, önümüzde Ramazan Bayramı var.
Rahmetli Çetin Altan’ın deyimiyle enseyi karatmayalım.
Yine vatandaşların en büyük sıkıntılarından ve şikâyetlerinden olan trafik sıkıntısının şimdiden yaşanmaya başladığı bayramlardan birini daha geçireceğiz.
Bayrama yüzümüzde gülümsemeyle girelim.
Bektaşi’ye sormuşlar:
– Ramazan hakkında ne düşünürsün? Diye
– Vallahi demiş.
– İftara bir dediğim yok ama, şu sahuru öğlene alsalar ne iyi olurdu..
Bayrama yakın günlerde meclistekilerden biri hızını alamayıp:
– Keşke Ramazan senede iki kez olsa Demiş.
Masada bulunan Bektaşi:
– Madem iki kez gelsin dersin neden biri gidince bayram edersin. İnsan sevdiği gidince bayram eder mi?
Tüm okuyucularımıza mutlu ve huzurlu bayramlar diliyorum.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları
02 Kasım 2024 Köşe Yazıları