Son Dakika
Seçimler yaklaştı. Hiçbir partinin ülkeyi kısa ya da uzun vadede refaha kavuşturacak projesi yok.
Hep aynı teraneleri söyleyip oy alma peşindeler.
Ünlü Alman filozof Albert Einstein’ın “Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir” dediği iddia edilir.
Evet; 1940’lardan, özellikle 1950’lerden bu yana hep aynı şeyleri söylüyor ve aynı politikaları uyguluyoruz. Sonuç aynı. Bizim halkın bir deyimi vardır; ”alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete” derler.
Yetmiş yılı aşkın hep aynı masalları dinliyoruz. Yorulduk. Her seçimin sonunda halkın sırtına biraz yük biniyor. Ülkemiz dünyada daha sıkıntılı duruma düşüyor.
Tabi görüş ve düşüncelerime dudak bükeceksiniz ama olsun. “Zaten biz de tersine dönen bir fırıldak var. O da emekçinin toplumcuya karşı çıkması”
Ülkenin rahatlaması ve toplumun mutluluğa kavuşması için neler yapılmalı?
-Büyük bir soygun olan elektrik dağıtımı kamulaştırılmalı.
-Özelleştirme adı altında enkaz haline getirilen şeker fabrikaları, demir-çelik fabrikaları, et-balık Kurumu ve süt kurumu kamulaştırılmalı.
-Çimento fabrikaları, PTT, Türk Telekom kamulaştırılmalı. Kendi evini yapacaklar dışında özel kişilerin konut yapıp satmaları yasaklanmalı. Konutlar devlet tarafından TOKİ eliyle yapılmalı.
-Özellikle Doğu, Güneydoğu, İiç Anadolu ve Karadeniz bölgesinde hayvancılık desteklenmeli.
Gerekirse bu devlet tarafından yapılmalıdır.
-Büyük toprakların olduğu yerlerde tarım üretim çiftlikleri kurulmalı vs.
Böylece parklarda, sokaklarda işsiz, parasız, aylak aylak dolaşan umutsuz ve hayata karanlık bakan gençlerin istihdama katılımı sağlanmalıdır.
İşsiz ziraat mühendisleri, veterinerler ilgili alanlarda istihdam edilmeli, Böylece her kesimde işsizlik asgari ölçülere inmiş olur.
Başka bir önemli konu:
Samsun’dan, Adana’ya bir hat çekilmeli. Bu hat boyunca fabrikalar, üniversiteler, tıp fakülteleri süratle geliştirilmeli, batı illerine göç önlenmelidir.
Türkiye’nin coğrafi yapısı uygundur. Bu nedenle rüzgar ve güneş enerjisine geçilmeli, böylece ucuz ve yeşil enerji Türkiye ile buluşturulmalı.
-Şahısların gereğinden fazla konut sahibi olması engellenmeli, site sahiplerinin kira spekülasyonu yapmasının önü kapatılmalı.
-Çılgın proje adı altında Kanal İstanbul Projesinden söz bile edilmemeli. Türkiye’yi ve İstanbul’u açlığa ve felakete sürükleyecek bu çılgın proje kaynakları Samsun-Adana arasında uygulanacak projeye harcanmalıdır.
Bunları yapacak siyasi kadrolar mutlaka tarihe halk kahramanı olarak geçer.
Tabi bunlar, Babacan, Davutoğlu kafasıyla olmaz. Seçmene inandırıcı şekilde bu vaatleri yapan siyasi kadroların seçmenden büyük ilgi göreceğine inanıyorum.
Yoksa dediğim gibi 70 yıldan fazla bizlerin dinlediği bu masalları, daha nice 70 yıllar da çocuklarımız, torunlarımız daha çok dinlerler.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
23 Kasım 2024 Köşe Yazıları
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
17 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları