logo

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele Günü kapsamında Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları ‘ndan Basın Açıklaması

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası  Mücadele Günü kapsamında Cumhuriyet Halk Partisi  Kadın Kolları ‘ndan  Basın Açıklaması

Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Başkanlığı tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası mücadele günü kapsamında geçtiğimiz Cuma günü parti binasında basın açıklaması düzenlendi.

Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Başkanlığı tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslar arası Mücadele Günü kapsamında basın açıklaması yayınlandı.
Kadınlar adına basın açıklamasını okuyan Ömür Nezahat Gürbüz; “Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Dünya çapında şiddete karşı dayanışmayı yükseltme, mücadeleyi büyütme ve şiddet nedeniyle yaşamını kaybeden kadınları saygıyla anma günü.
Bu nedenle örgütümüzle birlikte, 81 ilde, 973 ilçede eş zamanlı basın açıklaması yapıyoruz.
Tarih sayfalarında bugünü özel kılan ve sorumluluk yükleyen onurlu bir mücadele hikâyesi var. Dominik Cumhuriyeti’ni yöneten diktatör, halka baskıyı, zulmü ve ölümü reva görüyordu. Ülkede insan hakları ve demokrasi askıya alınmıştı. Tarihe adını “kelebekler” olarak yazdıracak üç kız kardeş, yaşananlara “Dur!” demek için mücadele meşalesini yaktı.
İşkencelerin ayyuka çıktığı bir süreçte, örgütlenmenin tek çözüm olduğunun bilinciyle hareket ettiler. Direnişin simgesi olan “Mirabal Kardeşler” defalarca tutuklandı. Mal varlıklarına el konuldu.
Diktatör tarafından açıkça hedef gösterilmelerinden 23 gün sonra, takvimler 25 Kasım 1960’ı gösterdiğinde; üç kız kardeşin arabası yolda durduruldu. Önce tecavüze uğradılar, sonra da öldürülüp uçurumdan aşağı atıldılar.
Diktatör, “kelebekler” den kurtulduğunu sandı. Oysaki onların uçurumun kenarında çırptığı kanatlar, büyük bir rüzgâra dönüştü ve diktatörlüğü yıktı.
1999 yılında Birleşmiş Milletler bugünü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan etti.
Biz kadınlar dünyada ve Türkiye’de şiddet sarmalına karşı sesimizi yükseltiyoruz. “Kelebekler” in onurlu direnişine sahip çıkmaya ve mücadeleyi büyütmeye devam ediyoruz.
Ülkemizde yaşayan kadınlar, en temel hak olan yaşam hakkı için direniyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana kadın cinayetleri sistematik olarak arttı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2002 yılında 66 kadın cinayeti işlenmişken, 2021 yılında 217’si şüpheli olmak üzere 497 kadın hayattan koparıldı. 1 Ocak 2022 ile 1 Kasım 2022 arasında ise 202’si şüpheli olmak üzere en az 482 kadın öldürüldü.
Şüpheli kadın ölümü yoktur, etkin yürütülmeyen soruşturmalar vardır!
Malatya’da 14 yaşındaki Elif Gültekin’in intihar ettiği öne sürüldü. Savcılık soruşturmayı yeniden başlattığında, Elif’in töre cinayetine kurban gittiği üç yıl sonra anlaşıldı.
Eskişehir’de evinin bodrumunda ölü olarak bulunan 41 yaşındaki iki çocuk annesi Beyhan Biçer’in intihar etmediği, evli olduğu Ercan Biçer tarafından öldürüldüğü ise iki yıl sonra ortaya çıktı.
Bizler “Kadın cinayetlerini durdurun!” diye haykırırken, eski Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Her kadın cinayeti bizim kadına yönelik şiddetteki kadın cinayeti değildir. Her şüpheli ölüm de kadın cinayeti değildir” demekle yetindi. Çocuğa yönelik tecavüzde “çocuğun rızası” ndan bahseden Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı oldu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, öldürülen kadınlardan sadece “sayı” olarak bahsetmeye devam etti. Yetti mi? Hayır! Şimdiki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık, “2021’in ilk 10 ayında 242 ve 2022’nin ilk 10 ayında 225 vaka var. 2022’de yüzde 7 bir azalış görülüyor” dedi.
Yanık’ın açıklamasında bir de itiraf vardı: “Kadın cinayetlerinin yüzde 8’i koruma kararı altında yaşanıyor!”
Kadınları koruyamayan, şiddeti tolere edilebilir bulan, öldürülen kadınları sadece sayı olarak nitelendiren zihniyete bir kez daha sesleniyoruz: “HER KADIN BİR HAYATTIR!”
Edanur Demir, öldürüldüğünde 17 yaşındaydı. Antalya’da bir kafede çalışıyordu. Semih Melih D. tarafından öldürüldü. Sanık ifadesinde “Tabanca ile şaka yapmak istedim” dedi. Nasıl bir şakaysa, namluyu Edanur’un başına doğrultmuştu!
Sıla Şentürk, öldürüldüğünde 16 yaşındaydı. Ailesinin defalarca karakola giderek şikâyetçi olduğu, 10 ayrı suçtan sabıkası olan Hüseyin Can Gökçek tarafından öldürüldü.
Hasret Dalkoparan, öldürüldüğünde 20 yaşındaydı, 1,5 yaşında çocuğu vardı ve 5 aylık hamileydi. Katili, dini nikâhla birlikte olduğu Ozan Dum idi.
İsimlerini tek tek saymanın günler süreceği binlerce kadın katledildi! Bu kadınlar sayı değildi, hayatın ta kendisiydi. Anne, evlat, abla, kız kardeş, arkadaş, öğretmen, doktor, mühendis, hemşire, karşı komşu…
Yaşamdan koparılan kadınların arkasında gözü yaşlı anneler, babalar, çocuklar kaldı. Kimimiz öğretmenini, kimimiz doktorunu, kimimiz sırdaşını, kimimiz akrabasını sonsuzluğa uğurladı…
O nedenle bugün 81 il, 973 ilçede kadın erkek tek ses olduk, haykırıyoruz:
KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR!
İktidarın kadını yok sayan politikalarına karşı, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kadınları güçlendiren eşitlikçi politikaları hayata geçireceğiz. Bu mücadeleyi kadın erkek bir arada vereceğiz.” İfadelerini kullandı.

Share
269 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

8+8 = ?