logo

SUYA YAZI YAZMAK DUVARA DUA OKUMAK


İhsan Cömert
comert_ihsan@hotmail.com

İsrail’in kuruluşundan sonra, meşhur ağlama duvarına Yahudi Mişel, her sabah gider ellerini açar dua edermiş.
Uzun yıllar Mişel’in bu eylemini izleyen yaşlıca bir Yahudi bir gün Mişel’e sormuş.
-Ne yapıyorsun Mişel?
Mişel yanıtlamış;
-İsrail’in kuruluşundan bu yana yani 1948’den bu yana “her sabah bu duvara gelip dünyada ve Filistin’de barış olsun diye dua ediyorum. Aynı duaları öğle, ikindi ve akşam vakitlerinde de yapıyorum” yanıtını verir Mişel.
Yaşlı Yahudi, Mişel’e tekrar sorar;
– “Peki, duaların hiç kabul gördü mü?”
Mişel, bir süre düşünür. Yaşlı Yahudi’ye yanıt verir.
– “Vallahi ben de şüpheye düştüm” der.
Gene bir deyim vardır. Okunmayan ya da hemen unutulan yazılar için söylenir.
– Suya yazı yazmak!
Şimdi bende düşünüyorum ve kendi kendime soruyorum.
Yahu! Elli yıla yakındır Vezirköprü sorunları ile ilgili yazıyorum. Ayrıca başka arkadaşlar da yazıyor.
Bazen ülkenin genel sorunları ile ilgili de ara sıra yazıyoruz.
Yahudi, Mişel’in dediğini düşünüyor ve kendi kendime soruyorum.
Yazdıklarımız boşa mı gidiyor ya da su üstüne yazılan yazılar deyimde olduğu gibi unutulup gidiyor mu?
Gelecekte Vatandaş Gazetesi’nin arşivini karıştıracak olan torunlarımız bunları okuyunca dedelerinin nelerle uğraştığını görecekler ve hayret duyacaklar!
Kadersiz, garip ve sahipsiz ilçe Vezirköprü’nün Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında nelerle uğraştığımızı genç nesiller görecek, geçmişlerine lanet okuyacaklardır.
Türkiye’de kendi ile boğuşan, kendi kendi ile barışık olmayan, bu nedenle çağın nimetlerinden yararlanamayan, ne kadar yerleşim yeri vardır.
Koskoca Vezirköprü’de yıllardır Organize Sanayi, hatta Küçük Sanayi ya da Besicilik Organize Sanayi yerini bulamayan bir koca memleket!
Bir Tarım İlçe Hizmet Binasını yapamayan, başlanmış hizmetleri perişan halde bırakan başka ne kadar memleket var ki?
Canımız sağ oldukça, elimiz kalem tuttukça Mişel’in dediği gibi kabul görmese de, suya yazılmış olsa da yazmaya devam edeceğiz.
Elbette gelecek torunlarımız okur, kimimize beddua, kimimize de hayır dua ederler.

Share
443 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

4+2 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...