Dünyada hayatı olumsuz etkileyen virüs nedeniyle hemen herkes bir sevdiğini kaybetti, kaybetmeye devam ediyor.
Anlaşılan o ki, bir süre daha devam edecek.
Tedbirlere vatandaşların uyması halen yeterince değil, bazı vatandaşlarımızda “Allah’tan gelir” zihniyeti devam ediyor. Allah’ın insanlara akıl verdiğini, aklın en büyük nimetlerden olduğunu unutmamak gerek.
Özellikle son bir aydır ilçemizde hayatı kaybedenlerin sayısı oldukça arttı.
Gazetemizin gerek internet sayfası gerekse kendi sütunları hemen her gün kaybettiğimiz bir tanıdığımızla dolmaya başladı. Tabi, bu ölenlere başsağlığı dileklerini gönderenleri de unutmamak gerek.
Bu taziyelerden birinde eski Milletvekillerimizden Ali Eser’in notunu gördüm.
“Sevgili VATANDAŞ ve Göktan Tek’er kardeşim merhaba,
Uzun süredir Vezirköprü’ye gelemedim. Şimdilerde de malum salgın müsaade etmiyor. Bu süreçte çok sevdiğim pek çok büyüğüm, arkadaşım ve simge isimlerimizi kaybettik ne yazık ki. Özellikle isimlerini muhakkak zikredeceğim başta Necdet Ağca abimiz olmak üzere, Av. Semiha Yücel (Uyanık), Hurşit Toraman ve Necdet Öz gibi sınıf arkadaşlarım var, onlara ve vefat eden diğer hemşerilerime Allah’tan rahmet diliyorum. Aileleri, camiaları ve yakınlarının başları sağ olsun. Cenab-ı Allah hepsine sabır ve metanet versin. Mekanları cennet olsun!”
Diyor ve iletmemi istiyordu.
Bu notu gören başka bir arkadaşım “yahu Vezirköprü’den milletvekilliği yapmış ve kimi hayatta kimi vefat etmiş, ilçelerine de hizmet etmiş kişiler var. Bu kişilerin isimlerin yaşatılması, gelecek kuşakların hangi yatırımın kimin zamanında alındığını hatırlaması ve eskiyi de bilmesi açısından önemli olmaz mı? Vezirköprü’ye beş kuruş faydaları olmayanların isimleri sağa sola verilirken bu kişilerin isimleri neden yaşatılmaya çalışılmaz” dedi.
Suat Binici, Ali Eser, Orhan Uluçay gibi hayatta olanlar, Gülami Erdoğan gibi, Süreyya Uluçay gibi hayatını kaybedenler var. Bu liste eski sağlık bakanı Dr. Sadi Konuk’a kadar gider.
Vezirköprü ne yakın ne uzak tarihine çok sarılan ve bilincinde olan bir ilçe değildir.
Oysa tarihinin ilçeye kattıklarının farkında olarak ilerlese, kendi içindeki has potansiyeli ile sadece Samsun’un değil, Türkiye’nin de ismini bildiği ve gelip görmek istediği bir ilçe olması işten bile değil.
İlçenin kendi değerlerine sahip çıkabilmesi için içerisinden çıkan insanları, bu insanların hem ilçelerine hem de ülkelerine sağladıkları yararları bilmeleri gerekir.
Başka türlü sadece Köprülüler ile övünüp durur, onların bile neler yaptığını bilmeden hayatımızı geçirip gideriz.
Eskiden beri söylenip durduğu üzere “sular akıp gider, bizler bakıp kalırız”
Biraz dallandırdık; sonuç olarak hem kendinizin hem de sevdiklerinizin hayatını koruyabilmek için lütfen maske, mesafe ve temizlik kuralarına elimizden geldiğince uyalım.
Bu hastalık bize yeni bir yaşamı dayattı, kabul edelim.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
17 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları