logo

TATMİNSİZ ÇOCUKLAR


Gülsüm Ceylan
gulsumcansiz1@hotmail.com

Çocukken yazları dışarıda sek sek oynardık, ip atlardık, bisiklet sürerdik ve annelerimiz bizi dışarıdan eve sokmak için oldukça uğraşırdı. Gündüzleri TV bile izlediğimi hatırlamıyorum. Bakkala gitmek için can atardım çünkü bakkala giderken tek tek arkadaşlarımı toplardım ve böylece mini bir sohbet zamanı yaratmış olurduk. Ve bakkaldan ara sıra aldığımız o çikolatalı gofretler bizi mutlu etmeye yeterdi.
Kışın kapı önlerinde bazen saatleri bulan konuşmalarımız, nadiren gidebildiğimiz sinemalar, babamın bazen sürpriz yapıp eve getirdiği kremalı pastalar, şu an bile hatırladıkça çok mutluluk veriyor. Yeni bir spor ayakkabı, yeni bir kot pantolon almanın verdiği heyecanı hâlâ hatırlıyorum..
Şimdi çevreme bakıyorum da ne çocuklar mutlu ne de ergenler. Sürekli ailelerinden alınmasını istedikleri bir şeyler var. Alınana kadar büyük mücadeleler veriyorlar, anne-babalarıyla, almaları zorunluymuş gibi kavga ediyorlar ama ya alındıktan sonra… sonra 2-3 gün içinde heyecanları bitiyor, ya rengini beğenmiyorlar ya da aldırdıkları şeyin yeni bir modeli çıkmış oluyor ve eldeki değersizleşiyor. Sonra yine yeni bir istek.
İstekler hiç bitmiyor, çocuklar hiç mutlu olmuyor. Ebeveynler çocuklarının neden memnun olmadığını bir türlü anlayamıyor. “İstediği her şeyi aldık her türlü imkânı sağladık, mutlu olması gerekir” diye düşünüyorlar. İşte çocukların tatminsiz olmasının tam da nedeni bu. Her istediklerinin alınması, ya da daha istenmeden her şeyin önlerine serilmesi… Hak etmek yok, beklemek yok, ama heyecan da yok…
Ebeveynler çocuklarına bir şeyler yaptırmak için sürekli rüşvetler öneriyorlar. Daha doğrusu aile bunun bir ödül olduğunu düşünüyor ama çocuk daha yapması gereken görevi yapmadan alındığı için “ödül” “rüşvet”e dönüşüyor.
Sınıfını geçmesi için, not ortalamasını 3’ün üstünde getirmesi için, ödevlerini yapması için ödüller vaat ediliyor. Ödüller giderek büyüyor: 3.sınıfta bisiklet, 4.sınıfta bilgisayar, 5.sınıfta diz üstü bilgisayar… Ortaokulda araba mı alınacak? Ya lise… Peki, çocuğun zaten görevi olan bu gibi şeyler için neden ödül gerekiyor. Sonra da “çocuklarımız tatminsiz” diyoruz. Bu tatminsiz çocukları biz yaratıyoruz maalesef.
Peki ya çocuğun daha çok çalışması, daha mutlu olması için alınan bu teknolojik aletler çocuğa gerçekten ne kadar iyi geliyor? Saatlerce bilgisayar başında oyun oynayan, tüm ailenin bir araya geldiği yemek saatlerinde bile oyunu bırakamayan, arkadaşlarına artık ihtiyaç duymayan, dışarı çıkıp oynamayan çocuklar gelecekte nasıl insanlar olacak?
Belki de artık isteklerini alabilmeleri için hak etmeyi öğrenmeleri gerekiyordur. İstekleri için umutla, heyecanla beklemenin tadına varmaları gerekiyordur. Belki sosyal gelişimleri için daha yararlı olanın, arkadaşlarıyla vakit geçirmek olduğunu öğrenmeleri gerekiyordur.
Lütfen bugünün çocuklarına ve ergenlerine bu şansı tanıyalım…

Share
546 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

8+9 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...