logo

COVID-19 çocukların sosyal gelişimini nasıl etkileyecek?


Gülsüm Ceylan
gulsumcansiz1@hotmail.com

Pandemi ile birlikte dünya çapında bir sosyal izolasyon yaşıyoruz. Şu anda tüm dünyada çocukların yüzde 60’ı tam veya kısmi olarak dışarı çıkma yasağı olan koronavirüs kısıtlamaları altındaki ülkelerde yaşıyor. Dünyadaki yaklaşık 1,5 milyar çocuk okula gitmiyor. Bu sürecin daha ne kadar devam edeceği belli olmasa da, özellikle çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri aileleri ve uzmanları endişelendiriyor. Sosyal izolasyon, çocuklar ve ergenlik çağındaki gençler için daha zor, çünkü bu yaş grupları sosyal gelişimlerini tamamlayabilmek için akran arkadaş gruplarını ailelerinden daha önemli.
Erken sosyal gelişim çoğunlukla aile içinde gerçekleşse de, çocukların; sosyal bir varlık olmanın temellerini, ebeveynleri haricindeki akran gruplardan öğrenmeye ihtiyaçları var. Maalesef sağlıksız ve verimsiz bir ortamda geçen çocukluk ve ergenlik dönemleri, ileriki yıllarda sosyal becerilerden yoksun, içine kapanık, özgüvensiz, insan ilişkilerini doğru tahlil edemeyen, psikolojik rahatsızlıklar yaşayan bireylerle karşılaşmamıza neden olabiliyor.
Teknolojik cihazlar, beynin sosyal gelişiminde çözüm mü?
Bu neslin çocukları ve gençleri, teknolojik cihazlar üzerinden sürekli iletişimde kalmaya alışkınlar, böylece sosyal mesafeyle baş etmeleri kolaylaşıyor. Çoğu uzun görüntülü sohbetler yapıyor, grupça film izliyorlar ve arkadaşlarıyla karşılıklı çevrimiçi oyunlar oynuyorlar.
Ancak, beynimiz en büyük iki büyüme atağını bebeklik ve ergenlik döneminde yapıyor. Bunlar, beynimizin en yumuşak ve öğrenmeye hazır olduğu iki önemli dönem. Özellikle ergenlik en biçimlendirici yaşam evrelerinden biri: Geliştirilen becerilerin, oluşturulan inançların, kendimizi algılama şeklimizin, bu aşamada dünyayla nasıl etkileşim kurduğumuzun ve yetişkin olarak kim olduğumuzun tanımlanmasında önemli bir rol oynuyor.
Geç çocuk ve ergenlerimizin deneyimleri bu süre zarfında engellendiğinde, büyüme, öğrenme ve gelişmede sorunlar yaşayabiliyorlar. Maalesef, sanal etkileşimler kısa vadede faydalı olabilmesine rağmen, gerçek yaşam etkileşimlerinin tatmin edici bir alternatifi değil. Çatışmaları çözmeyi, paylaşmayı, bağlılık kurmayı, güvenmeyi, büyük sosyal grupları idare etmeyi ekranlar aracılığıyla etkili bir şekilde öğrenmeleri mümkün değil.
Evde tecrit olmak, çocukların yeni deneyimler elde etme ve kendini keşfetme fırsatlarını önemli ölçüde azaltıyor. Bazı ebeveynler bu etkinin kardeşleri olmayan tek çocuklar üzerinde daha büyük olduğunu düşünebilir. Özellikle küçük çocuklar için akranlarıyla, dolayısıyla yaş aralıkları fazla olmayan kardeşleriyle oyun oynamak, bilişsel gelişimi kolaylaştırır. Yetişkinler çok iyi oyun arkadaşı değildir, sıkıcı, sabırsız ve meşgul olurlar. Dolayısıyla karantina günlerinde, küçük yaştaki kardeşlerin faydası yadsınamaz. Ancak birden fazla çocuk, erken sosyal gelişim aşamalarında faydalı olsa da, sonraki dönemlerde çocukların, kimliklerini ortaya çıkarmaları ve sosyal becerilerini geliştirmeleri için daha karmaşık sosyal gruplara ihtiyaçları vardır. Bu yüzden aileler, çocukların bilişsel ve duygusal gelişiminde akran arkadaş ilişkilerinin yerini kardeşlerin alamayacağının farkında olmalılar.
Çocuklara güven duygusu vermek ve stresten uzak tutmak önemlidir.
Çocuklarımız için öğrenme ve sağlıklı gelişim için en iyi ortamı yaratmak istiyorsak gün boyu onlarla makul miktarda özenli etkileşimde bulunmalı, ama kendimiz için de iyileştirici bir vakte sahip olmalıyız. Sevdiklerimizle teknoloji yoluyla iletişim kurmalı, sevdiğimiz dinlendirici hobiler edinmeli, fiziksel egzersiz yapmalı ve bu şekilde stres, kaygı ve depresyon seviyelerimizi azaltmalıyız. Çocukların ihtiyaçlarını karşılamanın tek yolu, yetişkinlerin ihtiyaçlarını atlamamaktır. Bu aynı, uçaklarda acil durum olduğunda ilk maskeyi çocuklarınıza değil, onları daha çabuk koruyabilmek için sizin takmanız gerektiğine benzer. Son olarak, ebeveynler çocuklarıyla COVID-19 hakkında konuşsalar da, rahatsız edici haberlerin çocukların stres seviyelerini yükselttiği gösterildiğinden, çocukları pandemiyle ilgili televizyon ve medya raporlarına maruz bırakmamaya çalışın.
Çocukların sosyal gelişimlerine devam etmelerine yardımcı olacak bazı ipuçları:

  1. Etkileşimli oyunlar oynayın
  2. Onlara kişisel alan tanıyın ama sevginizi de verin
  3. Çevrimiçi olma ihtiyaçlarını anlayın
  4. Her gün fiziksel egzersizi teşvik edin
  5. Yatmadan en az 1 saat önce cihazsız aile zamanı belirleyin

Share
345 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+1 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...