logo

ZULÜM


Hüseyin Şengün
huseyinsengun55@hotmail.com

Saygıdeğer Vatandaş Okuyucuları;

İran’da Feridun adında zalim bir hükümdar hükmünü zülüm ve baskı ile yürütüyordu. Bir gün bahçede gördüğü bir kadına göz koyarak bunu sarayına getirmelerini emretti.
Adamları buna: Efendimiz o göz koydunuz kadın bir marangozun karısıdır kendisi ve kocası çok dindardır muhitte oldukça sevilen kimselerdir. Düşmanlarınız sizin bu arzunuzu duyup aleyhinize işi büyütürler marangoza bu gece sabaha kadar yapamayacağı bir iş teklif ediniz, sonra da emrinizi yerine getirmedi bahanesiyle kendisini idam edersiniz o zaman göz koyduğunuz karısı dul kalır kendiliğinden size gelir.
Aleyhinizde hiç dedikoduya sebebiyet verilmeden sizin olur dediler zalim feridun akılcılarının verdikleri bu aklı pek beğenerek marangozu Çağır tıp şöyle konuştu: bu gece sabaha kadar öd ağacından olmak şartıyla on tane süslü sandık yapacak şafak vakti göndereceğim adamlarıma teslim edeceksin.
Şayet adamlarım geldiği anda bunları eksiksiz teslim etmezsen sandık yerine seni getirip sarayımın zindanında astıracağım haberin olsun.
Şu anda öd ağacından yapılmış on tane süslü sandığa şiddetle ihtiyacım vardır marangoz bunun imkansız olduğunu verdiği süreyi birkaç hafta uzatmasını isterse de, zalim Feridun ısrar eder şafak vakti göndereceğim adamlarıma ya onun sandığı teslim edersin, yahut da buna mukabil kendi kafanı der.
Marangoz heyecan ve telaş içinde evine gelir gözyaşı döküp ağlamaya başlar ailesinin ısrar ve üzerine de zalim hükümdarın teklifini anlatır gözyaşları içinde helallik dilemeye başlar. Kadın kocasına dur bakalım acele etme der ve ilave eder sen hiç kimseye zulmettin mi hayır ben hiç kimseye ne zülm ettim ne de birinin namus ve ırzına yan baktım işimde evimde kendi halimde yaşayıp duruyorum işte deyince, kadın öyleyse boşuna telaş etme zulmetmediysen zulümde görmezsin der.
Fakat adamda ümit iyice kaybolduğu için şunun şurasında ne kaldı ki neredeyse Feridun adamları gelecek diye hayıflanıp duruyordu kadın hiç telaş etme zulmetmediysen zulme uğramazsın bakalım Mevla neyler diyerek gayet serin durur.
Bu sırada kapı güm güm vurulur heyecandan elleri ayakları titreyen marangoz eyvah işte geldiler halbuki sandıkların bir tanesi bile meydanda yok diyerek ecel teri dökmeye başlar kapının açılması üzerine hızla içeri giren hükümdarın adamları çabuk marangozhaneye deyince adam hanımına görüşmek mahşere kaldı haydi Allahısmarladık der.
Hükümdarın adamları buna kızarlar neden mahşere kalsın yapacağın bir tabuttan ibarettir derler marangoz anlamayınca da izah ederler bu gece yarısı hükümdar Feridun ani bir kalp krizi neticesinde öldü onun cenazesi için bir tabut yapmanı yeni hükümdar emretti.
Yapacağın bundan ibarettir. Haccac’a-ı Yusuf Bağdat’ta duası makbul olan bir derbi şey görünce demişki bana hayırlı bir dua yap derviş elini açmış ve şöyle dua etmiş yarabbi Haccac’a-ı Yusuf’un canını al haccac bunu duyunca Allah aşkına bu nasıl bir duadır ben senden hayırlı bir dua istedim sen benim ölümüme dua ediyorsun der derviş benim yaptığım dua hayırlıdır.
Hem senin için hem de bütün müminler için çünkü kız sen ölürsen zülüm yapamaz olursun ki bu senin için hayırlıdır müminlerde senin zulmünden kurtulurlar ki Buda onlar için hayırlıdır.
Sevgili peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor zülm etmeyiniz dua ettiğinizde duanız kabul olunmaz yağmur istersiniz yağmur yağmaz yardım istersiniz yardım olunmazsınız zülüm bu kadar kötüdür.
Demekti bir insan zalim olarak dua ettiğinde duası kabul edilmiyor Allah’tan rahmet yağmur dilediğinde yağmur isteği kabul edilmiyor. İhtiyacı olduğunda yardıma muhtaç duruma düştüğünde Allah’tan yardım talebinde bulunsa Allah kendine yardım etmiyor onun için zulümden haksızlıktan mutlaka kaçınmamız gerekmektedir aksi taktirde hem dünyada hem de ahiret te perişan oluruz bizi kimse himaye etmez kimsenin yardımını göremeyiz zalimler safında azaba duçar oluruz.
Başka hadisi şerif de ise şöyle buyrulmaktadır mazlumun aleyhinizde yapacağı duasından sakının zira mazlumun duası ile Allah arasında bir hicap perde yoktur yani mazlumun bedduasını almaktan sakının çünkü o mazlumun bedduasını Allah hemen kabul buyurur o zaman sizlerde perişan olursunuz o bedduanın kabulüne mani bir şey yoktur. Cenab-ı hak bizleri zalimin zulmünden inançsız adamların şerrinden imansız adamların kötülüklerinden muhafaza buyursun.

Share
483 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

5+7 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Çocuklara şaka yapmak, şakalaşmak veya mizah kullanmak

    23 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Eğlendirmek, güldürmek için söylenen söze veya yapılan davranışa şaka denir. Mizah ise sözü şakayla birlikte düşündürücü şekilde söylemektir. Hayatımızda mizaha, şakaya ihtiyacımız vardır. Çünkü eğlenmek ihtiyaçtır. Mizah hayatın zorlu taraflarında duyguları abartmaya imkan vererek rahatlamayı, konunun başka taraflarına bakabilmeyi, psikolojik olarak sağlam kalabilmeyi sağlar. Çocuk öğrenerek büyür. Öğrenmek ise sürekli bir davranış değişikliği ve yenilik getirir, bu gerçekten zordur. Sürekli öğrenen çocuk için ise duygu dengesinin sağlanmasınd...
  • Yol Medeniyettir…

    20 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    İlçemizin çevre ilçelere yol bağlantıları tamamlansa; Vezirköprü Karma OSB'nin yatırımcı bulmasının kolaylaşması, ilçenin yol ağının artmasıyla artmaz mı? Yapılan bu kadar yatırımın değeri daha fazla artmaz mı? Geçtiğimiz hafta değindiğim “Vezirköprü'ye Müze yakışır” yazısı için birçok olumlu tepkiden anladığım kadarıyla İlçemizde bir müze kurulması için çalışılması gerektiğini düşünen sadece ben değilim. Bazı dönemlerin kendine has zorunlulukları, yapılan diğer işlerin sizi zorlayarak yaptırdığı başka işler olur. Oymaağaç kazısı başta olm...
  • Bedensel Okuryazarlık

    17 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Okuryazar olmak okuma ve yazma anlamının ötesinde bir konuyla ilgili farkındalık kazanmak anlamında kullanılır. Çeşitli alanların okuryazarlığı olabilir. Örneğin sosyal medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık gibi. Bu yazıda “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözünü referans alarak psikolojinin de beyindeki bilişsel duyuşsal ve duygusal faktörlerle ilgilenmesinden yola çıkarak bedensel okuryazarlığı konuşacağız. Beden neye ihtiyaç duyduğuna dair sinyalleri sürekli olarak beyne gönderir. Acıkmak, susamak, açık hava ihtiyacı, birileriyle k...
  • Kaygı ve Anksiyete Kitabından Notlar

    09 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    Kaygı hayatımızda vardır. Bazı kaygılar gerçek kaygılardır (örneğin çevremizde olumsuz olaylar olduğunda güvenliğimizden korkmak) bazı kaygılar çocuklukta veya çevreden öğrenilmiş gerçek olmayan kaygılardır. (örneğin ayna kırılması kötü habere yorumlanır). Bazı kaygılar her insanda olan (kolektif bilinçdışı) öğrenilmemiş kaygılardır, atalarımız da bu kaygıları yaşamışlardır. (Örneğin karanlıktan korkma, yılandan korkma gibi) Kimimiz kaygıyı sakinleştirir, kimimiz görmezden gelir kimimiz de kaygıyı daha çok besler. Kaygıyı beslerken sezgilerimi...