Saygıdeğer vatandaş okuyucuları;
İlim rağbet edilen şeylerin en şereflisi arzu edilen ve elde edilmesi için çalışılan şeylerin en üstünü ve kazanılan şeylerin en yararlısı ve hayırlısıdır.
Çünkü ilmin şerefi sahibine semere verir ve fazileti talibinin elinde artar. Yüce rabbimiz hiç bilenlerle bilmeyenlerin alim ile cahilin derecelerinin bir olamadığını beyan buyuruyor. Çünkü ilmin fazileti alime mahsustur.
Bir başka ayeti kerimede ise şöyle buyurulmuştur: Allahın emir ve yasaklarını tam anlamı ile ancak alimler anlar. Akıllara ışık gönüllere hayat veren Kuran-ı Kerim ve ahalisi şerife ilmin büyük bir nimet ve hayat olduğunu ülemaya alimlere pek parlak ikbal ve saadet kapılarının açılacağını haber vermektedir.
İlim insanın dünyasını ahiretini aydınlatan milletlerin iştimai ahlaki nizamını düzenleyen milli sağlamlık veren en kıymetli sermayedir. İlim dünya ve ahirete ait olmak üzere 2 kısımdır. Dünya bilgilerinin ışığı mezar kenarına kadar gider. Oradan ötesini aydınlatmaz. Ahiret ilimleri ise hem dünyayı hem de ahireti gölgesine alan bir ebediyet sonsuzluk nurudur.
Bu iki ilim hududunu bilmeyen hangi sahaları aydınlatttıkları tarif edemeyen kimseler dünya ilimlerini alkışlıyor sadece onlara inanıyorlar. Ahiret ilimlerini hiçe sayıp alaya alıyorlar.
Bu konuyu bir cehalet ve tedavisi pek zor olan bir hamakat hastalığıdır. Onlar dünya karşısında bir ahiret hayatı olacağını akıl erdiremediklerinden ahiret ilimlerine yanaşmıyorlar. Din ilimleri ve din alimleri ile de alabildiğine mücadele ediyorlar. Dinsizlikleri yüzünden peygamberle din alimleri ile halk adamları ile yaptıkları sonsuz ve karanlık mücadeleler münkirlere zafer getirmedi. Onlara hayat kazandırmadı.
Tam tersine azablar ızdırablar huzursuzluklar musibetler getirdi. Din ilmi girmeyen bir beden ışıksız bir ev şeytani bir çadır gibidir. Öyle yerde hayat fazilet sefa mümkün olur mu? Bu karanlık ve viranede yaşayanlar mesut olabilirler mi?
Ulemadan mahrum kalmış bir milletten ikbal güneşi batmış karanlık bir hayatın korkunç gecesine dalmış bir mezarlığa dalmış. Sevgili peygamberimiz bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır: Allah cc bir kavme bir millete hayır dileyince onların alimlerini çoğaltır cahillerini azaltır bir din alimi konuştuğu zaman dinleyiciler ve yardımcılar bulur. Cahil konuşursa kahre uğrar. Dinleyici ve yardımcı bulamaz.
Eğer Allah bir millete kötülük murat ederse cahillerini çoğaltır din alimlerini azaltır. Cahil konuşursa dinleyici yardakçılar bulur. Alim konuşursa kahra uğrar susturulur. Hz. Ali (ra) şöyle buyuruyor: kişinin kıymeti bilgi ve hüneri nispetindedir. İlmin faziletini anlamayan ancak cahillerdir.
Çünkü ilmin fazileti yine ancak ilimle bilinir. Buda faziletinin en güzel ifadesidir. Çünkü fazileti de ancak kendisi ile bilinir. Cahiller ilmin faziletini takdir edecek bilgiden mahrum olduklarından ilmin faziletini anlayamadılar ve ilim ehlini hakir gördüler.
Nefislerinin meylettiği tatsız mallar ve cazip süsler için çalışıp çabalamalarının yararlı ve daha uygun olduğunu sandılar. Cenabı hak ilmin faziletine inanan alimlere hürmet eden ve ülemaya saygı gösteren kullarından eylesin..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Kasım 2024 Köşe Yazıları
09 Kasım 2024 Köşe Yazıları
06 Kasım 2024 Köşe Yazıları
02 Kasım 2024 Köşe Yazıları